40
TÜRKÇE - DEUTSCH Aylık Magazin - Haber - Ekonomi - Yaşam ve elbette Viyana... Monatsmagazin - Nachrichten - Wirtschaft - Leben ... und natürlich Wien biz magazin DR. LEYLA Alpaslan Dieser Erfolg tut uns allen gut Sayfa 6 MEHMET Ali Çankaya Avusturya’da 35 yılımız boşa gitti Sayfa 23 HASAN Aksüz Bu başarı hepimizin Sayfa 10 YASEMİN Pincher Jede Sprache ist eine neue Welt Sayfa 28 AKAN Keskin Viyana’daki işletmeleri kucaklıyoruz Sayfa 8 1

Biz Magazin - Wien

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Biz Magazin Viyana, Avusturya, Türkler, Ismail Gökmen, Dergi, Tükçe, Biz, Bizim, Haber, Türkler, Gurbetçiler, Gurbet, İnsan, Ticaret

Citation preview

Page 1: Biz Magazin - Wien

TÜRKÇE - DEUTSCH

Aylık Magazin - Haber - Ekonomi - Yaşam ve elbette Viyana...Monatsmagazin - Nachrichten - Wirtschaft - Leben ... und natürlich Wien

bizmagazin

DR. LEYLA AlpaslanDieser Erfolg tut uns allen gut

Sayfa 6

MEHMET Ali ÇankayaAvusturya’da 35 yılımız boşa gitti

Sayfa 23

HASAN AksüzBu başarı hepimizin

Sayfa 10

YASEMİN PincherJede Sprache ist eine neue WeltSayfa 28

AKAN KeskinViyana’daki işletmeleri kucaklıyoruzSayfa 8

1

Page 2: Biz Magazin - Wien

BFB Consulting KG - Bilanzbuchhaltergesellschaft A-1020 Wien, Schönngasse 15-17/ 4. Stock / Top 8 Tel.: 01 92 02 141

www.bfbconsulting.at

Muhasebe Bürosu• Firmengründung • Buchhaltung • Kostenrechnung u. Kalkulation • Unternehmensberatung für das Finanz- u.

Rechnungswesen • Lohnverrechnung• Jahresabschluss/Bilanz • Arbeitnehmerveranlagung

BEZA

HLT

E AN

ZEIG

E

Page 3: Biz Magazin - Wien

3

BİZ MAGAZIN - WIEN

biz Magazin nedir?biz Magazin projesine başlamanın sevinciyle okuyucularımızı selamlıyorum. Dergimizin temellerini bundan iki yıl önce attık. Sanırım başarılı da olduk. biz Magazin Viyana’daki işletmeler, işadamları ve iş yap-mak isteyen kişiler için hazırlandı. Ekibimiz-de uzman arkadaşlarımız var.

biz Magazin bundan sonra aylık peri-ot ile yayımlanacak. İçinde genelde başarı hikayeleri ve şehre ait herşeyi görebileceksi-niz. Elimizden geldiği kadar kendi yaptığımız işleri okuyucularımıza duyuracağız. Hiçbir yerden alma, kopyalama gibi bir niyetimiz olmayacak. Çok küçük bir dergi olmamıza karşın sanırım kısa zamanda tanınan bir yapı-ya kavuşacağız.

Dergimizin içindeki haberlerin çoğu Viyana şehrine ait olacak. İşletmelerin ve iş adamlarının sesi olacağız. İlk etapta dergimiz-de çok seslilik olacak. Herkesin sesi olmaktan çok, ihtiyacı olan ve söleyecek bir şeyi olanın sesi olacağız.

Yeter ki arayın!Kapımız herkese açık. Dergimizde yazı

yazmak isteyen, söyleyecek bir şeyi olan herkesi bekliyoruz. Yapmanız gereken tek şey bize email yollayın ya da telefon ediniz.

biz Magazin’in büyük amaçları ve hayalleri yok. Sadece yapmak istediğimiz ‘iş yapan bir gurup Türk arkadaşın’ işlerini ve çalışmalarını elimizden geldiğince kamuoyu-na tanıtmak iletmek-tanıtmak. biz Magazin’e vereceğiniz destekten ötürü teşekkür ederiz. İSMAİL GÖKMEN

n Vor mehr als zwei Jahren kam mir zum ersten Mal die Idee, ein qualita-tives Magazin herauszubringen, dass ausschließlich Berichte über Wien bringt, die für diese Publikation recher-chiert und geschrieben wurden. Dass nun die erste Ausgabe des biz Magazin vorliegt, ist nicht zuletzt vielen Freun-den zu verdanken, die mich in den letzten Monaten unterstützt haben.

Biz Magazin ist ein türkisch- und deutschsprachiges Magazin für Wiener Geschäftsleute und erscheint monat-lich. Das Magazin ist gratis und wird u.a. in Lokalen, Geschäften und über Vereine verteilt. Inhaltlich wollen wir Wien als unseren Lebensmittelpunkt, interessante Persönlichkeiten und die Wirtschaft in den Vordergrund rü-cken. Biz hießt auf Deutsch wir - und

genauso versteht es sich auch. Denn biz Magazin ist unabhängig von allen politischen Parteien, Institutionen und Interessengruppen, bietet aber allen Interessierten die Möglichkeit, ihre Meinungen zu publizieren. Insofern versteht sich biz Magazin als eine Platt-form, die die Vielfalt des Zusammenle-bens in Wien widerspiegelt.İSMAİL GÖKMEN

Was ist biz Magazin?

BİZ MAGAZIN MEDIENINHABERHerausgeber - Redaktion - Chefredakteur

Yazıişleri Müdürü: İsmail GÖKMEN İsmail GÖKMEN e.U.

Adresse: Seidengasse 39 / 8 A-1070 WIEN • AUSGABE: 1 - GRATIS00 43 699 103 97 808 • 00 43 1 957 90 10

email: [email protected] • ADOBE CC • www.bizmagazin.at Print: MC NYOMDA

• Gezeichnete Kommentare drücken die Meinung der jeweiligen Autoren aus und müssen nicht der Meinung des BİZ MAGAZİN entsprechen.

• Yazıların ve ilanların hukuki bütün sorumluluğu eserin sahibine aittir! Dergimizin hiç bir kurumla ilgili ve bağı yoktur. Ticari bir oluşumdur! Dergimiz

Avusturya sınırlarında dağıtılmaktadır. Türkiye’de de abonelerimiz vardır. Ya-yınlanmasını istediğiniz fotoğraf, görüş ve bildirimler için lütfen bizimle irtibata

geçiniz. Dergimiz ücretsizdir. • Offenlegung gemäß §25 Mediengesetz: Medienin-haber: İsmail Gökmen e. U. Seidengasse 39/8 A-1070 Wien Unternehmensgegen-stand: Magazin Herausgeber und Geschäftsführer: Ismail Gökmen. Biz Magazin (biz) ist ein türkisch- und deutschsprachiges Magazin für Wiener Geschäftsleute. Das Magazin bietet unterschiedlichen Vertretern aus der Brache die Möglichkeit, ihre Meinungen zu publizieren. Redaktionell stehen diverse Berichte über Wien, interessante Persönlichkeiten und Wirtschaft im Vordergrund. Biz Magazin ist

unabhängig von allen politischen Parteien, Institutionen und Interessengruppen.

IMPRESSUM - KÜNYEINFO 00 43 699 103 97 808 - 01 957 90 10

İsmail GÖKMEN

FOTO: Franz Gibiser / Camera 31

Page 4: Biz Magazin - Wien

4

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

Wahl des Ausschusses derAG Türkische Unternehmer im SWV Wien

Die AG Türkische Unternehmerinnen und Unternehmer im SWV Wien wählte am Abend des 28. April 2014 ihre Vertreterinnen und Vertreter.

n Avusturya’nın savaş sonrasındaki gelişmesinde ve ilerlemesinde büyük rol oynayan sosyal ortaklığın en önemli kurumlarının başında Ticaret Odası gelmektedir. 1800’lü yılların sonlarında

kurulan Ticaret Odası organizasyonu kanuni anlamda yıllar içinde pek çok yasal düzenlemelerle Avusturya’da günümüzün en güçlü organisaz-yonlarından bir tanesi olmuştur. Avusturya’daki bütün iş verenlerin

ve işletmelerin yasal temsilcisi olan Ticaret Odası, ekonomik yaşamdaki

önemini her geçen gün daha da artır-maktadır.

İşletme ruhsatının alınmasıyla bir-likte otomatikman üye olunan Ticaret Odası, yüze yakın meslek grubuyla ve yedi anadalda verdiği hizmetiyle iş verenlerin ve işletmelerin en büyük destekçisidir.

2000 yılında gerçekleştirilen Viyana Ticaret Odası seçiminde Taksi Odası Meclisi’ne arkadaşlarımın desteğiyle seçildim.

Bu dönem zarfında bize oy ve-ren-vermeyen herkesin sorunlarıyla il-gilendik. Mesleğimizde göçmen kökenli iş veren arkadaşlarımız yoğunlukta. Ancak, sorunların çözümünde yerli ya-bancı bütün üyelerin ortak çıkarlarını gözetmek mecburiyetindeyiz.

Taksi Odası’yla ilgili son dönemde basına yansıyan olumsuz haberler mes-leğimize büyük zarar vermiştir. Koalis-yon ile yönetilen Taksi Odası, malesef şahsi konular ve çıkarlar yüzünden bu güne kadar sorunlarımıza çare olama-mıştır.

Yaklaşan Ticaret Odası seçimlerin-de, arkadaşlarımızın seçimlere daha çok ilgi göstermeleri ve seçime aday olarak katılan grupları daha iyi incele-meleri, kendi mesleki gelecekleri için çok önemlidir.

Mesleki gelecekle ilgili yön belir-lemede en önemli faktör olan ticaret odaları, özellikle bizim gibi sıkıntılı branşlarda çok daha önem kazanmak-tadır.

Neden Ticaret Odası?Ticaret Odası’nın (WKO) imkanlarından

ne kadar yararlanıyorsunuz?

GÖKHAN KESKİN

FOTO: İsmail Gökmen

Page 5: Biz Magazin - Wien

5

BİZ MAGAZIN - WIEN

n Die AG Türkische Unternehmerinnen und Un-ternehmer im SWV Wien wählte am Abend des 28. April 2014 ihre Vertreterinnen und Vertreter.Bei der Sitzung der Arbeitsgemeinschaft wurde u.a. der Ausschuss neu gewählt. Dabei nahmen die An-wesenden den Initiativvorschlag einstimmig an.Vorsitzender des Ausschusses der AG Türkische Un-ternehmerinnen und Unternehmer ist Hasan Aksüz. Der Initiativ-Wahlvorschlag umfasste neben dem Vorsitzenden noch seine Stellvertreterin und Stell-vertreter Attila Alici, Gülten Karagöz, Resul Ekrem Gönültas, Eylim Kilic und Gökhan Keskin.Schriftführer und Stv. sind Ali Tinlayan und Ali Celik, die Beisitzerinnen und Beisitzer wie folgt: Birsel Akpinar, Oktay Karahan, Deniz Gönül, Ismail Gökmen, Cayan Cankaya, Imam Agtas, Emin Yilmaz, Gazi Yalcin, Sifai Cakir, Feride Ketenoglu, Oktay Kocaslan, Yalcin Avci, Orhan Temel, Melihat Bicer und Tamer Asik. Das Team des SWV Wien wünscht den gewählten Mitgliedern des Ausschusses viel Erfolg für ihre zukünftige Arbeit!

Peko Baxant

Page 6: Biz Magazin - Wien

6

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

Dr. ALPASLAN’ınbaşarı öyküsü

Dr. LeylaALPASLAN

İzmitli Türk ailenin kızı Leyla Al-paslan (38), çocuk yaşta Türki-ye’den geldiği Viyana’da tıp oku-

yup Aile Hekimliğini başarıyla bitirdikten sonra, şimdi Nöroloji Uzmanı olmak için gün sayıyor.

Evli ve iki kız çocuğu annesi Ley-la Alpasla’la ailesi, yaşamı ve Viyana’da bir Türk tıp doktoru

olmak üzerine konuştuk:

Okuyupta ne olacağım diyen gençlere güzel bir örnek de Viyana Belediyesi’nden geldi. 38 yaşındaki Doktor Leyla Alpaslan, ömünüzdeki günlerde Nöroloji Uzmanı olacak!

Viyana’da hayatın her alanında başarıya kavuşmuş, duruşu ve yaptığı iş ile bütün topluma örnek olan insanlar var. Dr. Leyla Alpaslan da neredeyse bu örneklerin başında. 9 yaşında geldiği Avus-turya’da büyük sorunlar yaşarak eğitimine devam etti. 9 yaşında Almanca bilmezken daha sonraki yıllarda sınıf ve okul birincisi oldu. Şimdi Wiener Kaiser-Franz-Josef-Spital’de uzmanlığını tamamlıyor.

Kimdir Leyla Alpaslan, bize kendi-nizi tanıtır mısınız?

“1976 yılında İzmit’de doğdum ve ilkokul dördüncü sınıfa kadar Türkiye’de okudum. Türkiye’den Viyana’ya dokuz yaşında geldim ve dördüncü sınıfı burada tekrarladım. Sonra da ortaokula gittim. Sı-nıfımızda iki Avusturyalı vardı diğerleri hep yabancı kökenliydi. Hiç Almanca bilmiyor-dum geldiğimizde. Ailem bizden bir sene önce İzmit’ten buraya gelip yerleşmişti ve sonra bizi getirttiler.

Bütün hayatım burada geçti diyebi-lirim. Ortaokulu bitirdikten sonra Ticaret Akademisi’ne gitmeye karar verdim çünkü elimde bir meslek olur diye düşünüyordum o zamanlar. Ama insan değişebiliyor, hayat sizi başka alanlara yönlendirebiliyor. Tica-ret akademisinden mezun olduktan sonra bu alanda eğitimimi devam ettirmek veya çalışmak istemiyordum. Birden bir karar ile tıp okumaya karar verdim, bir yandan insanlara faydalı olabilecek, bir yandan da vücudumuzu ve mucizelerini öğrene-cektim. Bu fikirle yola çıkarak arkadaşıma “ben de yarın seninle tıp eğitimi için kayıt olmaya geliyorum” dedim. Tüm ailem ve arkadaşlarım çok şaşırmış, aynı zamanda çok sevinmişler ve desteklemişlerdi.

Doktorluk mesleğini seçmeniz vesonrası sizi neler etkiledi?Ortaokulu bitirdikten sonra Ticaret

Akademisi’ne gitmeye karar verdim çünkü elimde bir meslek olur diye düşünüyordum o zamanlar. Ama Ticaret Akademisi’nden mezun olduktan sonra bu alanda egitimimi devam ettirmek veya çalışmak istemiyor-dum. Birden bir karar ile tıp okumaya karar

Page 7: Biz Magazin - Wien

7

BİZ MAGAZIN - WIEN

Eine ErfolgsgeschichteAls Leyla Alpaslan im Alter von 9 Jahren

nach Wien gekommen ist, musste sie erst einmal Deutsch lernen, um in der Schule mitzukommen.

Heute, fast 30 Jahre später, ist sie Ärztin im Wiener Kaiser-Franz- Josef-Spital - und damit die erste Ärztin in ihrer Familie. In absehbarer Zeit möchte die Mutter zweier Töchter als Neurologische Fachärztin arbeiten. Ihr Talent für dieses Fach hat ihr Vorgesetzter entdeckt, der sie von Anfang an gefördert hat. Auch ihre

Mutter und ihr Vater, der in der Türkei und in Wien als Schneider gearbeitet hat und kurz vor der Pension steht, haben die Tochter immer unterstützt. In Wien hat Leyla Alpas-lan erfahren, dass man es mit Bildung und Durchsetzungswillen zu etwas bringen kann.

Dass sie, die sich einst lediglich türkisch-sprechend in Wien etwas fremd gefühlt hat, heute in einem Wiener Spital zur Genesung kranker Wienerinnen und Wiener beitragen kann, erfüllt Leyla Alpaslan mit Stolz.

verdim. Ailem çok şaşırdı önce çünkü bizim ailede yani Türkiye’de yaşayanlar-da bile doktor olan yoktu. Ve burada tıp eğitimi Türkiye’den çok farklı, çok daha zor olduğunu düşünüyorum. Akademi-de İngilizce, Fransızca eğitimi almıştım, Almancam da iyiydi ama işte Latinceyi bilmek gerekiyor burada tıp eğitimi için. Bu yüzden biraz zorlandım ama bir şey-leri gerçekten isteyince oluyormuş, gör-düm. Tabii Ticaret Akademisi’nden tıp eğitimine geçmek de çok farklı. Hatta bir arkadaşım “ortaokuldan mezun oldun çoğu işçi çocukları gibi, liseden de me-zun oldun sekreter olmak için şimdi de tıp eğitimi alıyorsun, çok ilginç” demişti. İsteyince oluyor! 9 yıl sürdü tıp eğitimim ama başardım gerçi arada evlendim, iki güzel kız çocuğum oldu ve ara vermek durumunda kaldım ama doktor olma-yı başardım. 2009 Mayıs ayında Aile Hekimliği eğitimine başladım bitirince, 2012 yılında da Nöroloji’de uzmanlık için asistanlık yapmaya başladım. Tıp eğitimi Türkiye’den farklı çünkü uzman-lık için TUS sınavına girmek gerekiyor Türkiye’de. Burada ise sınav yok en azından ben başlarken yoktu, şimdi bu alanda da çok şey değişti. Tıp eğitimini bitirdikten sonra doctor ünvanını alıyor-sunuz ama eğitiminizi tamamlamanız için aile hekimliğine veya bir uzmanlık için asistanlık eğitimine devam etmeniz gerekiyor. Bu iki eğitimden birini Viyana Belediyesi size muhakkak sunuyor. Yani her ne olursa olsun devlet eğitiminizi bitirmenizi sağlıyor. Bunun için mezun olduktan sonra beklemek gerekiyor ama daha sonra istediğiniz hastanede başla-yabiliyorsunuz. Bu bekleme sürecinde iki kızım oldu. Daha sonra aile hekimliği alanında Kaiser Franz Josef Hastanesi’n-de farklı bölümlerde çalışmaya başla-dım.

Rotasyon dahilinde birçok alanda çalıştım, buna dahiliye, kulak-burun-bo-ğaz, cerrahi, jinekoloji, üroloji, onkoloji, çocuk hastalıkları ve nöroloji olmak üzere birçok bölümde eğitim aldım. Ve nöroloji bölümünde bölüm başkanı olan Prof. Grisold’un uygun görmesi üzerine nöroloji uzmanı olmaya karar verdim ve asistanlığa başladım.

Evliliğiniz ve aileniz! Bu mesleği seçmenizde onların etkisi nasıl oldu?

Eşimle 2006 yılında evlendim. O da Türk ve kimya mühendisi. Şu an bir ilaç firmasında çalışıyor. Kızlarım 8 ve 6 yaşında. Babamın Türkiye’de terzi dük-

kanı vardı ve buraya geldiğinde de işine devam etti. Annem de babam da ilköğ-retim mezunu ve annem de terzilik kur-suna gitti, burada da babama yardımcı oldu. Eşim, annem, babam, kardeşle-rim, herkesin emeği var. Her zaman çok destek oldular. Annem hala çok yardım-cı oluyor. Ben de elimden geleni yapma-ya çalışıyorum. İyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir doktor olmaya çalışmak her zaman kolay olmuyor. Ama arkanızda bu kadar güzel insanlar olunca hayat daha da güzel oluyor. Bana “Her zaman gülüm-süyorsun“ ve “Ne kadar üzgün olsan da, bunu nasıl başarıyorsun“ derler. Çünkü insanları mutlu etmek aslında çok kolay ve çok güzel; bazen sadece gülümsemek yetiyor. Bunu babamdan böyle gördüm, öğrendim. Nöroloji uzmanlığımı 2017 yılında alacağımı düşünüyorum. Kadro alabilirsem de şu an çalıştığım hastane-de kalabileceğim. Ve öğrenmeye ömrüm boyunca devam edeceğim. Bu mesleği sevmeyince yapamıyorsunuz.

Mesleğimi seviyorum ve severek yapıyorum.

Neden Nöroloji Uzmanıolmak istediniz?Genelde bir bayan olarak, bir anne

olarak, doktor olmak, çok zor. Çocukla-rınızla nöbetlerden ve iş temposundan dolayı, hele de küçük yaştalarsa istediği-niz gibi ilgilenemiyorsunuz. “Anne gelip bana masal okusan ne güzel olurdu” demeleri hiç aklınızdan çıkmıyor belki, ama zamanla onlar da anlıyor hastala-rımızı yalnız bırakamayacağımızı. Ve ne kadar önemli olduğunu, ne kadar değer verdiğimizi. Ben Nörolojiyi seçmedim aslında Nöroloji beni seçti veya nasip böyleymiş diyorum ve iyiki de böyle olmuş. Eğer elinizden geleni yaparsanız, işinizi doğru yaparsanız, akşama yatar-ken gönül rahatlığıyla uyuyabiliyorsa-nız, insanları severseniz ve işinizde mut-luysanız bu bir şekilde bir gün önünüze çıkıyor diye düşünüyorum. Asistanlık almak için çok çaba sarfettim diyemem, sadece her zamanki gibi çalıştım, merak ettiğim bir konuyu özellikle araştırdım ve bu benim asistan olmama vesile oldu. Dünyaca ünlü bir nöroloji uzmanının öğrencisiyim ve bundan dolayı da çok mutluyum. Biliyorum ki şimdiki şart-lar ne kadar zorlasa da ben eğitimimi bitirdiğimde çok iyi bir nöroloji uzmanı olacağım. Şu an bulunduğum birim bir tür İnme (Felç) Tedavi Ünitesi gibi adlandırılabilir. Bir hasta ambulansla

geliyor ve felç teşhisi konuyorsa bu bölümde tedavi etmeye çalışıyoruz. Acil müdahale etmemiz gerekiyor. Buradaki görevimiz, beyin içindeki kan dolaşımı-nı hızlı bir şekilde sağlayabilmek. Kan dolaşımını ne kadar çabuk sağlarsak o kadar hızlı bir şekilde beyni kurtarmış oluyoruz.

Kaiser Franz Josef Hastanesi’nin Nöroloji Bölümü’nde şu an felç hastala-rının yanısıra beyin tümörleri, Parkin-son, Alzheimer, Epilepsi, Multipl Skle-roz, Periferik nöropati, kas hastalıkları, beyin ve sinirlerin enfeksiyon hastalıkla-rı, omurilik sorunlarından baş ağrılarına kadar birçok alanda hastalıklar tedavi ediliyor. Bazı hastalıklarda halkımızın çok da bilinçli olmadığını görüyoruz. Bu konuda biz daha çok çalışarak, bilgilen-dirmek için uğraşıyoruz. Halkımızın da daha çok okuyarak bilinçlenmeleri gere-kiyor. Herkes kendini bilinçlendirmeli.

Türkiye’den gelip buraya yerle-şen çocuklu ailelere tavsiyeleriniz neler olabilir?

Biz Türkiye’den geldiğimizde en kö-tüsü Almanca bilmiyorduk, ne ailem ne de biz. Bu, çok zorlayıcı bir süreçti. Ama annem çok gayretliydi eve geldiğinde hemen Türkçe-Almanca sözlükleri alır bizi çalıştırır, sorular yöneltirdi ve ödev-ler verirdi. Çok bilinçliydi, çok gayretliy-di ve bizi de motive etti. Ailenin desteği çok önemli bu yüzden. Ve tabii kişi ken-disi de isterse her şeyi yapabiliyor. Ben üstün zekalı bir çocuk değildim. Dokuz yaşında buraya gelip Almancanın A’sını bilmeden eğitime başladım ve ortaokul-da sınıf birincisiydim.

Şunu söyleyebilirim ki; çocukları-nızı desteklerseniz, onların geleceğini sağlarsınız. Para kazanmak, bir an önce işe göndermekle bitmiyor herşey. Almanca’yı çok iyi öğrenin, çocuklarını-za destek olun, her zaman üniversiteye gitmesi gerekmiyor. Ne istiyorlarsa onu yapsınlar, yeter ki arkalarında olun, bir meslek öğrenmesi de çok güzel. Be-nim örneğime bakın, ailem destekledi, Viyana imkanları sağladı. Bu alanda okuduktan sonra işim hazır olduğu için güvencem vardı. Ve ben de gayret ettim, bunu değerlendirdim.

Şu an güzel bir konumda olduğumu düşünüyorum. Benim her zaman söyle-diğim bir şey vardır: “Ne düşünürseniz, onu yaşarsınız, güzel düşünün, eliniz-den geleni yapın, kendinize güvenin, her şey güzel olsun”. SON

Page 8: Biz Magazin - Wien

8

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

n Türkiyemizden 1964 senesinde başlayan işci göçü, günümüzde üçüncü ve dördüncü jenerasyonda işveren sta-tüsüne dönüşmeye başlamıştır.

Viyana mızda yeni işletme kuran her iki işletmeciden bir tanesi göçmen kö-kenlidir. Türkiye kökenli girişimcilerin ve iş sahiplerinin Viyana ve Avusturya ekonomisindeki payı önemli seviyelere ulaşmıştır.

Sosyal Demokrat Ticaret Birliği olarak, pek çok değişik branşda faaliyet gösteren işletmecilerimizi hukuki ve ticari konularda bilgilendirmek, sorun-larına çözüm bulmaya çalışmak, negatif ayrımcılığa uğramalarına engel olmak ve sosyal alandaki haklarını savunmak en büyük görevlerimizdendir.

Özellikle ırk, köken, kültür ve anadil

ayrımı yapılmasına karşı olan birliğimiz, ticaretin dışında da Avusturya genelin-de bu tür ayrımcılık olaylarına tamamen karşıdır.

Öncelikle tek kişilik ve küçük ölçekli işletmelerin temsilciliğine özen gösteren Sosyal Demokrat Ticaret Birliğimizin (SWV Wien) göçmen kökenli işletmeler-den sorumlu Başkan Yardımcısı olarak, 1995 senesinden beri bir çok girişimciye bu konularda aktif olarak yardımda bulunması ve yol göstermesi gurur kay-nağımdır.

Sosyal Demokrat Ticaret Birliğimizin en önemli çalışmalarından bir tanesi de göçmen kökenli işverenlerin Ticaret Odası Meslek gruplarında kendilerini ve meslektaşlarını temsil edebilmelerini sağlamaktır.

Üç dönemden beri pek çok görevde yönetici üyesi olduğum Viyana Ticaret Odasında (Obmann der Wiener Märkte und Vorsitzender der Sparte Handel im SWV Wien) tüm göçmen kökenli ve özellikle de Türkiye kökenli gurbetçi arkadaşların ticaret odalarında önem-li pozisyonlara gelmelerini sağlamak çalışma alanlarımdan bir tanesidir.

Uzun ve zorlu mücadelemiz netice-sinde 2010 Ticaret Odası seçimleri ön-cesinde Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olan işveren arkadaşlarımıza da Ticaret Odaları’ndaki seçimlerde seçme hakkı yanında seçilme hakkı da (Passives Wahlrecht) sağlanabilmiştir. Seçimler-de aday listesine T.C. Vatandaşı bir iş vereni koyma cesaretini gösteren Sosyal Demokrat Ticaret Birliği sayesinde, Ticaret Odası Kanunu acilen değiştirilip bu ayrımcılığa son verilmiştir.

Bu gibi değişikliklerin yanında, örneğin domuz eti kullanmadıkları için çıraklık eğitimi veremeyen gastronomi işletmelerimizin de yardımına koşan Birliğimiz, verdiği çıraklık yönetme-liğindeki değişiklik önergesiyle, Türk lokallerinde çırak yetiştirme hakkını sağlamıştır.

Yetmiş dört tanesi göçmen kökenli olmak üzere 810 seçilmiş Ticaret Odası yöneticisiyle, her meslek gurubunda hizmet sunan Sosyal Demokrat Ticaret Birliğimizin çabaları sayesinde, bir kişi-lik ve küçük ölçekli işletmelerin önemi artmıştır.

Göçmen kökenli ekonominin, Viyana ve Avusturya genelinde daha çok değer-lenmesine çalışan, nerede ve hangi makamda olursa olsun mesleki ve şahsi negatif ayrımcılığın karşısında mücade-le eden Sosyal Demokrat Ticaret Birliği-nin başarılarının devamı için, bütün işletmelerimizi ortak çalışmaya davet eder, bizlere bu güne kadar desteğini esirgemeyen iş verenlerimize teşekkür ederim.

İçinde bulunduğumuz Ramazan Ayı‘nın tüm Müslüman alemine hayırlı olmasını ve barış getirmesini dilerim.

Saygılarımla.

İşverenlerikucaklıyoruz

VİYANA’DAKİ

KommR. AKAN KESKİN / Obmann der Wiener Märkte / Vorsitzender der Sparte Handel / Vizepräsident des SWV Wien

Sosyal Demokrat Ticaret Birliği – (SWV Wien) olarak görevlerimiz başında serbest meslek sahiplerinin ve özellikle de kadın girişimcilerin ekonomik ve sosyal durumunu iyileştirmek için çalışıyoruz.

Foto

: Pet

ra S

piol

a

Page 9: Biz Magazin - Wien

BEZA

HLT

E AN

ZEIG

E

Page 10: Biz Magazin - Wien

10

BİZ MAGAZIN - WIEN

tt

t

t

t

t

t

HASAN AKSÜZ

Attila Alıcı

Gülten Karagöz

R. Ekrem Gönültaş

Eylim Kılıç

Gökhan Keskin

AliTınlayan

AliÇelik

Die AG Türkische Unternehmerinnen und Unternehmer im SWV Wien

Beisitzer: Birsel Akpınar, Oktay Karahan, Deniz Gönül, Çayan Çankaya, Imam Ağtaş, Emin Yılmaz, Gazi Yalçın, Sifai Çakır, Feride Ketenoğlu, Oktay Kocaslan, Yalçın Avcı, Orhan Temel, Melihat Biçer, Tamer Aşık, Ismail Gökmen

n Yeni Başkan Hasan Aksüz, 450 civa-rında Türkiye kökenli işveren üyeye sahip çalışma grubunda, oy birliğiyle seçilen yeni yönetim kurulunun en hızlı şekilde çalışmalarına başladığını ifade etti.

2010 senesinde yapılan Ticaret Odası seçimlerinden beri, seçildiği meslek odası üyeliğinde başarılı çalışmalarına devam eden Sayın Hasan Aksüz, bütün gurbetçi işletmelere sundukları hizmetler yanında, özellikle genç ve yeni kurulan işletmelere yol ve yön gösterici olmaktan haz duyduk-larını belirtti.

Ticari hayatına taksi işletmeciliği ile başlayan Hasan Aksüz, aktif olarak araç servisi, otomobil tamirhanesi, otomobil alım satım ve yedek parça alanlarında faaliyet göstermektedir.

Avusturya’da, anavatanımız Türkiye-mizden en büyük otomotiv lastiği itha-latcısı da olan Aksüz, kendisinin ticari hayatında yaşadığı acı tecrübeleri genç kuşakların yaşamasını istemediğini ve bunun için Sosyal Demokrat Ticaret Birliği

olarak özellikle hukuki alanda danışma hizmeti verdiklerini açıkladı.

Tüm meslek gruplarında sundukları danışmanlık hizmetlerinde, dil sorunu olan iş verenlerin de çekinmeden kendile-rine başvurabileceklerini belirten Aksüz, Türkçe ve Almanca dillerinde danışmanlık yaptıklarını belirtti.

MUAZZAM BİR GÜÇDayanışmaya da çok önem verdiğini

ifade eden Aksüz, işletmecilerimizin birlik olduklarında ortaya çıkacak ekonomik gücün, muazzam bir büyüklüğe ulaşabile-ceğine inandığını bildirdi.

“Birlikten güç doğar” söylemine inan-dığını belirten Aksüz, “Kendilerine Avus-turya’yı ikinci vatan seçmiş, iş hayatında başarılı olan arkadaşlarımızı kucaklıyo-rum. Onları, hangi etnik kökenden, hangi mezhep ve dünya görüşünden olurlarsa olsunlar, Sosyal Demokrat Ticaret Birliği içinde dayanışmaya ve birlikte çalışmaya davet ediyorum” dedi.

Yeni Başkan AksüzPekçok Türk’ün üyesi bulunduğu Sosyal Demokrat Ticaret Birliği, yeni çalışma

grubu başkanını seçti. Hasan Aksüz yeni görevine başladı.

HASAN AKSÜZ

Page 11: Biz Magazin - Wien

Hasan AKSÜZ - SWV’nin Türk Çalışma Grubu Başkanı ve İşadamı

Beim Campus sind Kindergarten-, Schul- und Freizeitpädagogik mit-einander vereint.

Ein bis zwei Mal pro Woche treffen sich Schul- und Kindergartenkinder zum gemeinsamen Bücherlesen. Die Großen lesen dabei den Kleinen vor, oft wird dazu auch musiziert und gesungen. Sie haben es nicht weit, denn beim Campus Donaufeld befinden sich Kinder garten und Schule in einem Gebäude.

Das ist das Prinzip aller Campus- Standorte: Bei gemeinsamen Projekten lernen die Jüngeren von den Älteren, der Übergang von Kinder garten zur Schule fällt leichter. Eltern profitieren eben-falls, denn in der ganztägigen Schule wechseln sich Lernen und Freizeit-einheiten ab. Fahrzeiten zum Sport- oder Musikunterricht sind nicht notwendig.

Neben dem Campus Donaufeld wurde das moderne pädagogische Konzept bereits beim Campus Monte Laa und beim Campus Gertrude Fröhlich- Sandner verwirklicht.

Scannen Sie mit dem Handy diesen QR-Code. Er führt direkt zur Website, die Sie über die Campus-Standorte, das „Cam-pus plus“-Modell und die Architektur der neuen Bildungseinrichtungen informiert.

Foto

s: K

atr

in B

rud

er, V

ota

vaB

eza

hlt

e A

nze

ige.

So sieht Bildung der Zukunft ausDas Wiener Campus-Modell vereint unterschiedliche Bildungsein-richtungen unter einem Dach. Neben dem Unterricht kommen Freizeit-angebote auch nicht zu kurz. Drei Campus-Standorte sind bereits fertiggestellt, weitere werden gebaut oder sind bereits in Planung.

Standorte in Wien Bis 2023 werden in Wien elf neue Campus- Standorte ent stehen. Die Stadt investiert dafür 700 Millionen Euro. Im Herbst 2014 eröffnet der Campus Sonnwendviertel beim neuen Haupt-bahnhof. Dort wird es erstmals eine Mittelschule geben. Ein Jahr später startet der Campus in der aspern Seestadt.

Campus plus Die neuen Standorte werden nach dem „Campus plus“-Modell errichtet: Kindergarten und Schule rücken noch enger zusammen: Klassen und Kinder gartengruppen werden auf einer Ebene zu Bildungsbereichen zusammengefasst.

Dazu zählen auch eine Klasse von Kindern mit Behinderungen und eine heilpädagogische Kindergartengruppe. Die Mädchen und Buben können einander besuchen und die multi-funktionalen Räume gemeinsam nutzen.

Platz zum AustobenHier bieten auch Musikschulen, Jugendzen-tren oder Sportvereine ihr Programm an. Nach Schulschluss können auch AnrainerInnen der Umgebung das Angebot nutzen. Dadurch wird auch das Grätzel belebt.

Lernen, Sport und Freizeit Infos zum Wiener Campus-Modell:www.schulbau.wien.at

Investitionen in die Bildung der Kinder von Anfang an zahlen sich aus.

PR_10_MA56_schulneubau_220x310.indd 1 28.05.14 15:45

Page 12: Biz Magazin - Wien

12

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

MÜSİAD AVUSTURYA

MÜSİAD’IN RENGİ YOK İDEALLERİ VAR

MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği ) Avusturya Başkanı Faruk Can,MÜSİAD’ın Ticaret Odası’ndaki tüm aktif partilerle iyi ilişkiler içinde olduğunu belirterek “MÜSİ-

AD’ın rengi yok. Herkese eşit, herkese açık. Son olarak SWV’de Türk işletmelerle ilgili başkan seçilenHasan Aksüz, arkadaşımızla da bunun en güzel örneğini verdik” diye konuştu.

MÜSİAD Başkanı Faruk Can’la MÜSİAD’a katılımı, başkanlığı, çalışmaları, hedefleri üzerine konuştuk:

n MÜSİAD AUST-RIA’nın güler yüzlü Başkanı Faruk Can ile Viyana’ya geldiği günden bugüne kadar olan zaman dilimini konuştuk. Avustur-ya’da yaşamaktan ve iş yapmaktan mem-nun. Ayrıca Viyana’ya geldiği ilk günlerde MÜSİAD AUSTRIA ile tanışmış. 20’li yaşlarda dernek içinde çeşitli fa-liyetlere katılmış. Hatta öğrencilik yıllarındaki harçlığını bile buradan kazanmış. Benim için çok önemli bir yer diyor MÜSİAD için. Çünkü şuanda bu kurumun başkanı.

Page 13: Biz Magazin - Wien

13

BİZ MAGAZIN - WIEN

“MÜSİAD Avusturya’da Nasıl Kuruldu”?

1990 yılında kurucu başkan Ayhan Bakan Bey tarafından Hüseyin Ünal gibi beş ya da altı idealist işadamı tarafın-dan Avusturya’da oluşturuldu. Türki-ye’deki MÜSİAD yapılanması örnek alınmış. O yıllar Avrupa’daki Türkler’in sıçramaya geçtiği yıllardır.

1990’ı biraz açar mısınız?Aslında bir olgudan söz ediyorum.

Yani 1990 Türkiye ve AB için bir ol-gudur. Bu olgunun göstergesi de AB içindeki Türkler’dir. 1990 yılı Avrupa’da Türklerin ticarete atılma yılı olması açısından da çok önemlidir. Çünkü o yıllara kadar iş adamları işin emekleme safhasıydı. Çok çalışıyorlardı, sayıları azdı. İşlerine yoğunlaştılar. MÜSİAD kuruldu ama biraz faaliyetten uzak, atıl kaldı. Ama bir şekilde MÜSİAD’ ı bu günlere getirdiler. 2009 yılında Mustafa Çatalbaş başkanlığında yeniden ivme kazandı ve O bana altyapıyı hazırlaya-rak 2013 yılında teslim etti. Beş kişiyle başlayan bu sevda bugün bu hale geldi. Şu an 100’den fazla üyemiz var. Ancak bizi yüz kişilik işadamıyla sınırlamak ve anlamaya çalışmak yanıltıcı olur. Çünkü MÜSİAD etkinlik alanı ve çevre-siyle bütün Avusturya’da ses getiren bir organizasyondur.

Siz ve MÜSİAD diye bir şey sorunca ne cevap verirsiniz? MÜSİAD’la ilişkiniz ne zaman başladı?

Benim MÜSİAD’la ilişkim nasıl başladı diye sorarsanız; ben 1966 Batman doğumluyum. Ancak Diyar-bakırlıyım. 1988 yılında Viyana’ya öğrenci olarak geldim. Siyasal bilim-

lerde okumaya başladım üniversitede ve bu arada da özellikle hafta sonları taksi şoförlüğü yaptım. Bu işlerimi hala gururla anarım. Çünkü taksiciler toplu-mun nabzını tutarlar. Çok güzel zaman-lardı. Bu arada ticarete atıldım ve sekiz sene İslam Dersi öğretmenliği yaptım. Evliyim, iki çocuk babasıyım, bir oğlum ve bir kızım var. 15 senedir de ev tekstili ticareti yapıyorum. MÜSİAD Avustur-ya’da kurulduğunda ben öğrenciydim ve kurulma aşamasında hep bir şekilde ilişkim oldu ticarete ilgim olmasından dolayı.

Başka sivil toplum kuruluşun-da çalıştınız mı?

Evet, zaten MÜSİAD öncesi de pek çok sivil toplum kuruluşunda aktif gö-rev aldım. Bir çok kuruluşun içinde üye yada yönetici olarak bulundum.

MÜSİAD’a başkan olduktan sonra hayatınız da neler değişti?

Zaten öğrencilik yıllarımda ticaret hayatından dolayı MUSİAD’la hep ilişkim vardı. Kurulma aşamasında ben de vardım ve 2009’daki yeniden yapı-lan- ma

döneminde Mustafa Çatalbaş başkanlı-ğında az üyeyle başladığım bu oluşum devam etti. Bizler de destekledik. Ben zaten çok sosyal bir insanım. Ama bir-çok yeni insanla tanıştım. Yeni yüzler, yeni insanlar, yeni firmalar. Uluslara-rası anlamda firmalar arasında aracılık yapıyoruz, bu çok güzel bir şey. Ticaret hayatı için de çok geliştiren bir yön. Ama en kötü yanı çocuklarımı akşamla-rı yatakta uyurken öpebiliyorum, bu da aile hayatım için beni bazen çok üzüyor.

‘MÜSİAD’ın vizyonu ve misyo-nu nedir sizce’?

MÜSİAD’ın en önemli özelliği iş adamlarını belirli bir çatı altında toplayıp, öncelikle kendi aralarında iş ve dostluğun sağlanmasına yönelik çalışmalar yapar. Sonrasında da yurt ve dünya genelinde diğer işadamlarıyla, firmalarla bütünleştirir. Pozitif kaza-nımlar için çalışıyoruz hepimiz.

Faaliyetlerimiz arttıkça ve duyulduk-ça dünyada birçok işletmeci gencin, özellikle Avusturya’da doğmuş Türkle-rin farkına vardık. Ve onların da böyle bir oluşuma ihtiyacı olduğunu gördük. Uluslararası özelliği nedeniyle insanlar zaten koşarak gelip katılıyorlar. Ama ta-bii Mustafa Çatalbaş Başkanın çalışma-ları, hazırlıkları bugünümüzü sağladı. O’ndan bu şekilde altyapısı hazır bir halde ben devraldım. Biz üye aidatla-rıyla ayakta duran ve hizmet vermeye

çalışan bir oluşumuz. Tanındıkça üye sayımız da artacak.

GENÇ MÜSİAD’ın yaş sınır-laması var mı?

Evet var, çalışmalarımız sürerken Genç MÜSİAD’ı da kurduk. 35 yaş

altından küçük genç iş adamlarını bu oluşuma davet ediyoruz. Türkiye’de

BAŞKAN FARUK CAN, TÜRKİYE’NİN AVUSTURYA BÜYÜKELÇİSİ MEHMET HASAN GÖGÜŞ,GENÇ MÜSİAD AVUSTURYA BAŞKANI İSMAİL DEMİR

Page 14: Biz Magazin - Wien

14

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

zaten kurulmuştu, amacımız gençleri motive edebilmek. Bütün dünyadaki MÜSİAD şubelerine de yayılıyor. Şu an Almanya Berlin’de var, biz de kur-duk. 60 üyemiz var. Genç MÜSİAD bünyesinde üniversite öğrencileri ve genç girişimciler var. Bir de Liseli Genç Girişimciler oluşumumuz var. Özellikle lisede okuyan gençlerimiz lise sonrası üniversite okusun diye destekleyen bir yapı var. Gençlerimiz ilerde bu bayrağı devralacaklar. Uluslararası iş adamları olacaklar. Bizlerin örnek alacağı kimse

yoktu. O zamanlar dediğim gibi daha emekleme dönemindeydik. Bizler dene-me yanılma yöntemiyle başardık ama onların önünü açmak zorundayız.

Kendinizi siyasi bir organizas-yon olarak görüyor musunuz?

Bu sorunun cevabı elbette hayır. Çünkü biz üyelerimizin aidatlarıyla ayakta duran bir kuruluşuruz. Ve biz Sivil Toplum Örgütüyüz ve özellikle buradaki Türk toplumunun sorunla-rıyla ilgilenip problemlerini çözmek

için varız. Buradaki Türk toplumunun daha ileriye gitmesi, ayakta kalabilmesi için üzerimize düşen bütün görevleri yapacağız. Ve hem ticari, hem de sosyal alanda bunu yapmaya devam edeceğiz. Yaptığımız çalışmalar arasında her sene MÜSİAD’ın çeşitli kentlerde düzenlediği fuarları da ziyaret ediyoruz. Özellikle Kıbrıs ve İstanbul’a katıldık.

İlerleme yolunda bizim çatımız altında toplanan herkese de açığız. SWV’de Tük İşletmeleri Başkanı olarak seçilen Hasan Aksüz Bey bunun en iyi örneğidir. Hasan bey benim arkadaşım ama bunu dışında iş ve özel hayatını da çok iyi bildiğimiz tanıdığımız bir insan. MÜSİAD’a katılımından sonra yaptığı katkılarından ötürü çok kısa bir süre içinde başkan yardımcısı oldu. Ve benim de en büyük destekçilerimden biridir. Aramızda çok güzel bir kardeşlik hiyerarşisi var. Ondan çok memnunum. Kendisi sosyal demokrat ama biz çalış-malarımızla yol almak istiyoruz. Sosyal demokrat olsun, muhafazakarlar olsun Ticaret Odası’ndaki tüm aktif partilerle iyi ilişkiler içindeyiz. Bunun en güzel örneği de Hasan beydir. Herkese aynı ve eşit davranıyoruz. Çünkü MÜSİAD’ın rengi yok. İdealleri var. Yani yapması gerekenler var. İdeallerimizi adım adım gerçekleştireceğiz. SON

GENÇ MÜSİAD’IN AÇILIŞ BALOSU’NDAN BİR KARE!

CAN REISEN

Can Tours Reisebüro Gudrun Straße 150-A 1100 Wien Tel:01 603 41 96 -01 603 43 66 Fax: 01 603 52 68 e-mail:can.reisen @chello.at

BEZA

HLT

E AN

ZEIG

E

Page 15: Biz Magazin - Wien

SCHLAU IST: WENN‘S AN DER SCHULE NACHHILFE ZUM NULLTARIF GIBT.

Ihr Bürgermeister Dr. Michael Häupl

www.wien.spoe.at, Tel. 535 35 35 /spoewien

WIEN LEBEN.WIEN LIEBEN.

Bez

ahlt

e An

zeig

e

SPOE_Sommer_2014-Inserat_Nachhilfe-A4-RZ-0707.indd 1 07.07.14 12:43

Page 16: Biz Magazin - Wien

www.esistmoeglich.at

Gerneselbstständig.Es ist möglich.

Viele Selbstständige sind grundsätzlich zufrieden. Trotzdem möchten Sie die glei-chen Rechte wie nicht selbstständige Menschen in Bezug auf den SVA-Selbstbehalt, Krankengeld, Urlaubsgeld und das Arbeitslosenentgelt.Wir arbeiten für die Gleichstellung der Selbstständigen.

Page 17: Biz Magazin - Wien

BİZ MAGAZIN - WIEN

n Der Sozialdemokratische Wirtschaftsverband Wien’de bulu-nan Türk işletmeleri bölümünde Yönetim Kurulu üyesi olan Gülten Karagöz, işletme sahiplerini çırak-lık eğitimi konusunda uyarıyor. Çırak eğitiminin meslekleri ileriye taşımada çok önemli bir faktör olduğunu söyleyen Karagöz, “Türk iş yerlerinde çıraklık eği-timiyle ilgili bilgiye ihtiyacı olan arkadaşımız varsa bizimle irtibata geçsin.

Biz, çırak eğitimi konusunda yıllardan beri çalışmalar yapıyo-ruz. Bu çalışmalar sonunda bir çok konuda bilgiye sahip olduk. Ve bu bilgileri Türk meslektaş-larımızla paylaşmak istiyoruz. Derneğimizin çeşitli zamanlarda toplantıları oluyor. Eğer bizimle irtibata geçerseniz, sizi bilgilen-dirmekten mutluluk duyarız. Mesleğinizin yasal ve çeşitli mev-zuatlarıyla ilgili de bilgi almak isterseniz kapılarımız sonuna kadar açık. Biz, Der Sozialdemok-ratische Wirtschaftsverband Wien olarak Türk işletmelerini sonuna kadar destekliyoruz. Bu destek-lerimiz sözle değil uygulamayla.

Bu doğrultuda biz çıraklık eğitimi konusunda çalışıyoruz.

YASAL MEVZUATLARTürk işletmeleri yasal mevzu-

atlar konusunda eğer yardıma ihtiyaç duyarsa, ben günün her saatinde yardıma hazırım. Avus-turya genelinde bir çok yenilik var. Bazı konularda Avusturya gerçekten çok ileride. Çocukları-nızı geleceğe hazırlamak istiyor-sanız, yapmanız gereken onları iyi eğitmek. Bu eğitim elbette önce-likle okullardan sağlanacaktır. Ancak okuldan ziyade gençlerin pratik yapması da gerekiyor.

İYİ EĞİTİMKaliteli çıraklık kesinlikle

iyi eğitimden geçiyor. İyi eğitim almış bir genç elbette de başarılı olacaktır. Bu başarının en önemli kısmıysa ailelere, yani anne ve babalara düşüyor. Biz bu çocuk-ların eğitimleriyle ilgili olarak Avusturya’daki bilgileri Türk arka-daşlarımıza vermekten mutluluk duyacağız. Çocuklarınıza başarılı bir gelecek oluşturmak için çaba-layalım” diye konuştu.

ÇIRAKLIK EĞİTİMİ

Avrupa’nın genelinde çıraklık eğitimiyle

ilgili, devletler dur-madan çalışıyorlar. Çıraklık eğitimi ko-

nusunda uzman olan Gülten Karagöz, firma

sahiplerine çıraklık konusunda danış-

manlık yapıyor. GÜLTEN KARAGÖZ

www.esistmoeglich.at

Gerneselbstständig.Es ist möglich.

Viele Selbstständige sind grundsätzlich zufrieden. Trotzdem möchten Sie die glei-chen Rechte wie nicht selbstständige Menschen in Bezug auf den SVA-Selbstbehalt, Krankengeld, Urlaubsgeld und das Arbeitslosenentgelt.Wir arbeiten für die Gleichstellung der Selbstständigen.

17

Page 18: Biz Magazin - Wien

18

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

n „Durch unsere Zweisprachigkeit Deutsch/Türkisch haben wir uns auf Unternehmen mit Migrationshintergrund spezialisiert. Wir be-treuen in unserer Kanzlei hauptsächlich Klein- und Mittelunternehmen.“ Als Bilanzbuchhal-ter übernimmt Masca mit seinem Team die laufende Buchhaltung, die Kostenrechnung und die Lohnverrechnung für Unternehmen jeder Größe. Bilanzen werden nach Unterneh-mens- und Steuerrecht sowie anderen gesetz-lichen Vorschriften erstellt.

Natürlich gibt es in der Gründungsphase, wie auch im laufenden Betrieb von Unternehmen wie EPU bzw. Gesellschaften Probleme. Oft wird die Erst-information bzw. -beratung nicht bzw. nur teilweise in Anspruch genommen, was sich im Nachhinein oft als größer Nachteil erweist und leider nicht mehr aufholbar ist wie z.B. Unter-stützungen i.V.m. AMS-Gründungsprogrammen. Eine kompetente Anlaufstelle ist die Wirtschafts-kammer (WKÖ), hier erhält man wichtige Infor-mationen bezüglich der Selbständigkeit, Förde-rungen, Unterstützungen, Kredite usw.

Ein oftmaliges Problem im alltäglichen Ge-schäftsleben eines Unternehmers sind die Grund-sätze ordnungsgemäßer Buchführung. Viele

Unternehmer, vor allem EPUs kommen mit den komplexen Vorschriften des Steuer- und Unternehmens-rechts nicht zurecht und kommen daher ih-ren Pflichten und Fristen nicht zeitgerecht nach. „Unsere Auf-gabe ist es, die Unternehmer in diesen Angelegenheiten zu unterstützen und zu beraten.“

Die Steuerpolitik ist ein entscheidendes Instrument für die Wirtschaft. Masca ist überzeugt, dass das heutige Steuerrecht viel zu kompli-ziert und nicht mehr zeitge-mäß ist. Seiner Meinung nach sollte es einfach strukturiert, leistungsgerecht und famili-enfreundlicher gestaltet sein. „Leistung und Fleiß müssen sich lohnen, und wir brau-chen ein Steuerrecht, in dem bürokratische Hemmnisse endlich der Vergangenheit angehören. Es muss spür-bare Anreize für das Unter-nehmertum geben.“

• Abdullah Ismail Masca, von Be-ruf Bilanzbuchhalter, ist 36 Jahre alt, verheiratet und hat einen 5-jährigen Sohn.• Nach Abschluss der Handel-sakademie des Fonds der Wiener Kaufmannschaft in 1010 Wien und Absolvierung des Präsenzdienstes begann er seine Berufslaufbahn in der Buchhaltungsabteilung eines Handwerksbetriebes in Wien.• Im Jahr 2004 wollte er sich verändern - er strebte nach mehr Verantwortung im Bereich Buchhal-tung und Beratung und entdeckte das Berufsbild des selbstständigen Buchhalters. Diese Herausforderung war der Anstoß für die Weiterbil-dung zum Bilanzbuchhalter.  • Nach mittlerweile 10 Jahren der Selbstständigkeit und einem Zu-wachs von 8 Mitarbeiterinnen und Mitarbeitern und vielen Klienten in der Kanzlei ist Abdullah Ismail Masca stets bemüht, die Qualität seiner Dienstleistung im Bereich Be-ratung und Vertretung zu erweitern. Daher befindet er sich seit 2013 in der Ausbildungsphase zum Steuer-berater/Wirtschaftstreuhänder.

Wissenswertes:Für den geprüften und staatlich bestellten Bilanzbuchhalter Abdullah Ismail Masca steht Qualität an oberster Stelle.

Seit meiner Berechtigung zum Bilanzbuchhalter habe ich alles erreicht, was ich mir vorgenommen habe. Meiner Zielstrebigkeit, Überzeugungskraft und Argumentationsfähigkeit verdanke ich einen großen Teil meines Erfolges.

Wichtig ist aber auch Kommunikation. Ich gehe offen auf die Menschen zu und arbeite gerne im Team“.

„Die Qualität muss stimmen!“

Abdullah Ismail Masca

Page 19: Biz Magazin - Wien

19

BİZ MAGAZIN - WIEN

İnşaat sektörünün mutlu günüQuester firmasında yöneticilik yapan Er-tuğrul Özalp, Avusturya’daki Türk inşaat sektörünün temsicilerini bir araya getirdi. Yıllardan beri çalıştığı Quester firmasında ilk kez böyle bir etkinlik düzenlendiğini söyleyen Özalp, “Yıllardan beri bizden alışveriş yapan birçok Türk arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımızı bir araya getirmek istedik. Böylelikle güzel bir yemek organi-ze etmiş olduk. Ben ve Quester’da çalışan

arkadaşlarımız güzel ve mutlu saatler ge-çirdik. Yemeğinize Türk inşaat camiasının önemli isimleri katıldı. Ben kendi adıma çok memnun oldum. Yemeğimize firma-mızın yöneticileri de katıldılar. Türk inşaat firmaları yemeğimiz sayesinde birbirlerini tanımış oldular. Kendi aralarında irtabata geçtiler. Özellikle Viyana’da iş yapan bir çok Türk arkadaşımız var. Hepsinin irili ufaklı firmaları var. Bu firmalarda güzel

işler yapıyorlar. Ayrıca artık müteahhitlik, mimarlık ve mühendislik yapan firmaları-mız da var. Bunların sayısı her geçen gün artıyor. Ben kendi adıma bu organizasyo-na katılan arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Umarım önümüzdeki yıl tekrar aynı yerde bir araya geliriz. Yemek sırasın-da çok sayıda kuzu kestik. Arkadaşlarımız gecenin ilerleyen saatlerine kadar hep birlikte oturdular” dedi.

Viyana’da inşaat sektöründe faliyet gösteren firmalar özel bir yemekte bir araya geldi

Page 20: Biz Magazin - Wien

20

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

n Fritz Strobl ist nicht nur Präsident des SWV Wien, sondern auch Vizeprä-sident der Wiener Wirtschaftskammer. Gemeinsam mit seinem Team setzt er sich für die Interessen der selbstständigen Unternehmerinnen und Unternehmer ein. Ihre soziale Absicherung spielt dabei eine große Rolle. Vor allem Eine-Person-Unter-nehmen (EPU) und Kleinbetriebe brauc-hen faire und sozial gerechte Rahmenbe-dingungen, um trotz aller Krisen in der Wirtschaftswelt (über)leben zu können. Ihnen widmet sich der SWV Wien beson-ders. Damit diese Ziele erreicht werden und Selbstständige auf ihrem Weg unters-tützt werden, muss sich in der Wirtschafts-kammer vieles ändern. Für die kommende Wirtschaftskammerwahl im Februar 2015 hat sich der SWV Wien das Ziel gesetzt, die Mehrheit des ÖVP-Wirtschaftsbunds zu brechen und endlich Bewegung in die Kammer zu bringen.

Herr Strobl, vor einigen Tagen wur-de die Wahlordnung für die Wahl 2015 in der Wirtschaftskammer Österreich beschlossen. Ihre Fraktion und Sie haben massiv dagegen protestiert. Worum geht es da genau, und was ärgert Sie besonders?

Die Wirtschaftskammer und ihr Wahl-recht sind grundsätzlich eine komplizierte Sache. Aber das derzeitige Wahlrecht ist mehr als das. Es ist nicht nur kompliziert und intransparent, sondern vor allem undemokratisch. Bei vielen Wahlen be-günstigt das Wahlrecht die Mehrheit. Aber nirgends in Österreich – oder in einem anderen Land Europas – sichert das Wahl-recht die Mandatsmehrheit einer Fraktion ab, die nicht einmal die Mehrheit der Stimmen hat. Der ÖVP-Wirtschaftsbund hat sich über die Jahre hinweg tatsächlich ein Wahlrecht zusammengezimmert, das dem eigenen Machterhalt in der Wirtsc-haftskammer dient.

Sie sagen auch, dass das Wahlrecht in der derzeitigen Form veraltet ist. Wieso?

Das Wirtschaftskammerwahlrecht

ist seit 2005 unverändert. Das heißt, es nimmt keinerlei Rücksicht auf die Entwi-cklung der Kammermitglieder.

Die Wirtschaft hat sich maßgeblich gewandelt – das Wahlrecht aber bildet nachweislich nicht die Realität des Stim-mverhaltens ab.

Können Sie ein Beispiel nennen?Es gibt sieben Sparten in der Wirts-

chaftskammer. Davon verzeichnet die Sparte „Information und Consulting“ die stärksten Zuwächse. Während es im Jahr 2005 noch rund 23.000 Mitglieder waren, sind es heute schon knapp 40.000! Tro-tzdem hat die Sparte heute genauso viele Vertreterinnen und Vertreter im Wirtsc-haftsparlament wie damals. Dagegen ist vor allem die Sparte „Bank und Versiche-rung“, in der es vergleichsweise weniger Mitglieder gibt, überproportional mit Man-daten bedacht. Anhand dieses Beispiels wird deutlich, wie undemokratisch und intransparent die derzeitige Wahlordnung ist.

Was können Sie dagegen tun?Gemeinsam mit der Grünen Wirtsc-

haft hat sich der SWV Wien nach Kräften gegen den Alleingang von Schwarz-Blau (ÖVP-Wirtschaftsbund, FPÖ Pro Mittels-tand und RFW, Anm.) gewehrt. Unsere Bedenken wurden aber nie ernst genom-men. Der ÖVP-Wirtschaftsbund hat sich geweigert, in ernsthafte Verhandlungen über das Wahlrecht einzutreten und eine Änderung im Sinne der Wirtschaftstrei-benden herbeizuführen. Das ist ein Skan-dal. Was es mit Sicherheit nicht geben kann, ist die absolute Gesprächsverweige-rung vonseiten des Wirtschaftsbunds. Hier wird Demokratie beschnitten, hier wird ein Menschenrecht beschnitten und hier gilt es, gemeinsam Widerstand zu leisten!

Warum geht der Wirtschaftsbund Ihrer Meinung nach so vor?

Dem Wirtschaftsbund droht 2015 der Verlust der absoluten Mehrheit in der Kammer. Schon bei der letzten Wahl 2010 hat er Stimmen verloren. Nur durch Zurechnung von Namenslisten ist es

ihm gelungen, die 50%-Hürde knapp zu überspringen. Jetzt will er mit allen Mit-teln an der Macht bleiben. Aber der Kampf um Wien hat begonnen.

Bei den letzten Wahlen 2010 bekam der SWV Wien 31,14% der Stimmen. Was erwarten Sie für 2015?

Wir haben zwei Ziele. Einerseits mehr Stimmen als 2010 zu erringen. Anderer-seits muss die Wirtschaftskammer Wien 2015 zum ersten Mal in ihrer Geschichte einen sozialdemokratischen Präsidenten bekommen. Wir bringen Bewegung in die Wirtschaftskammer. Denn wir helfen den Menschen, ihre Interessen und ihre Ideen durchzusetzen, egal, woher sie kommen und was sie machen. Wir vergessen nicht, wen wir vertreten. Und die Situation sieht derzeit gut aus. Die ÖVP hat Probleme. Viele Mitglieder sind zu den NEOS gewe-chselt, was unter anderem zum Rücktritt von Brigitte Jank als Präsidentin der Wie-ner Wirtschaftskammer geführt hat. Ich bin mir sicher, dass der Wirtschaftsbund bei den nächsten Wahlen die absolute Mehrheit verliert. Die neuen Gruppie-rungen werden davon profitieren. Die Rahmenbedingungen für 2015 haben sich geändert: Der rasante Anstieg der EPU und das Mitmischen der NEOS sind nur zwei der Faktoren, die den Wirtschafts-bund schwächen.

2015 werden die NEOS zum ersten Mal zur Wirtschaftskammerwahl ant-reten. Wie stehen Sie zu Ihren neuen Mitbewerbern?

Konkurrenz belebt bekanntlich das Geschäft. Aber bei den NEOS darf man eines nicht vergessen: Sie sind nicht nur liberal, sie sind in vielerlei Hinsicht sogar neoliberal. Ihr Parteichef Matthias Strolz setzt sich für die Abschaffung der gesetzli-ch verankerten Kammermitgliedschaft ein. Damit stellt er sich hinter den Großunter-nehmer, der die Hilfe der Wirtschaftskam-mer sowieso nicht braucht. Mir gefallen außerdem ihre Privatisierungsideen nicht – von Wasser bis zu den Sozialwohnun-gen.

„Türkische Unternehmenbereichern unsere Stadt!“

Biz BIZ hat den Präsidenten des Sozialdemokratischen Wirtschaftsverbands Wien (SWV Wien),Fritz Strobl, zum Interview getroffen. Im Gespräch beleuchtet er die Entwicklung der Wirtschaftskammer

und gibt seine Prognose für die Wahl 2015 ab. Außerdem erklärt er, was sich ändern muss,damit auch Sie in der Wirtschaftskammer gehört werden.

Page 21: Biz Magazin - Wien

21

BİZ MAGAZIN - WIEN

Warum sollten die Unternehmerin-nen und Unternehmer den SWV Wien wählen?

Der SWV Wien ist die einzige Organi-sation, der das Wohl der Selbstständigen am Herzen liegt. Wir wissen, wie ihre Realität aussieht. Die Unternehmerinnen und Unternehmer von heute fahren keine Porsches und besitzen keine Rennpferde. Stattdessen kämpfen sie mit mangeln-der sozialer Absicherung und geraten in Existenznot, wenn sie wegen Krankheit oder Unfall ihren Betrieb für längere Zeit nicht weiterführen können. Als Sohn einer Marktfahrerfamilie weiß ich nur zu gut, was es heißt, auf sich allein gestellt zu sein. Ein längerer Ausfall bedeutet für den Taxifahrer, für die Marktfahrerin, für die

Friseurin große Not, vor allem dann, wenn er oder sie auf keine finanziellen Reserven zurückgreifen kann. Das betrifft vor allem auch Unternehmerinnen und Unternehmer mit Migrationshintergrund. Ein Großteil von ihnen lebt am oder sogar unter dem Existen-zminimum. Diese Menschen liegen uns am Herzen, denn wir wissen, was sie für Wien und unsere Wirtschaft leisten. Türkische Unternehmen bereichern unsere Stadt. Auf der anderen Seite sind wir sehr stolz darauf, dass viele türkische Unternehmerinnen und Unternehmer unsere Arbeit schätzen und sich aktiv im SWV Wien engagieren.

Seit 1996 sind sie der Vizepräsident der WK Wien. Was haben Sie bis jetzt für die türkischen Unternehmerinnen und Unternehmer getan?

Die Versorgung der Stadt würde ohne kleine Unternehmen, unter denen auch viele türkischer Herkunft sind, nicht funk-tionieren. Im Jahr 2000 und 2005 habe ich mich dafür eingesetzt, dass Unternehmerin-nen und Unternehmer neben dem aktiven Wahlrecht, Vertreter in der WK zu wählen, auch ein passives Wahlrecht bekommen und dadurch – auch ohne österreichische Staatsbürgerschaft- selbst gewählt werden können. Wir haben vieles erreicht, vieles muss noch getan werden. Wir versuchen den Menschen und den Politikern stets zu erklären, dass die Wirtschaft genauso vielfältig geworden ist wie die Gesellschaft selbst. Dessen sind sich viele nicht bewusst.

„Türkische Unternehmenbereichern unsere Stadt!“

Foto

: Pet

ra S

piol

a

Fritz Strobl(Präsidenten des Sozialdemokratischen Wirtschaftsverbands Wien)

Page 22: Biz Magazin - Wien

22

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

n Taksi işletmecisi ve Taksi Odası’nda görevli Osman Doğan, Viyana’daki taksi duraklarını gözden geçiyor. Özellikle şi-kayetlerin yoğun olarak geldiği bölgeleri inceleyen Doğan, mesleğini yaşam biçimi olarak benimsemiş durumda.

Viyana Taksi Odası’nda Taksi Durakları komisyonunda görevli olan Osman Doğan, Viyana’daki tüm taksi duraklarını teker te-ker inceliyor. Taksi konusunda önemli ça-lışmalar yaptığını belirten Doğan, “Sorun-lu olan bölgelerin haritasını çıkardık. Bu bölgelerden gelen şikayet ve isteklere göre taksi duraklarının yerlerini ve konumlarını belirlemeye çalışıyoruz“ dedi. Birçok böl-genin sorunlu olduğunu söyleyen Doğan, “Örneğin taksi durağı Obererbahngasse’n-da yanlış anlamalara neden olan durak tabelalarını tespit ettik. Hem Viyanalılar’ın

hem de taksici arkadaşların ortak bir nok-tada buluşmalarını sağlıyoruz. Bazı bölge-lerdeki taksi duraklarında zamanla ilgili sorunlar oluyor. Yani akşam saat 18.00 olan bazı durakların saatini uzatmak için çalışıyoruz. Çünkü o duraklarda günün her saati insanlar taksiye binmek istiyorlar. Vi-yanalılar’ın taksi ihtiyacına en güzel şekil-de cevap vermek istiyoruz. En hızlı şekilde tabelaların değiştirilmesi için çalışmaları-mızı sürdürüyoruz“ şeklinde konuştu.

Osman Doğan Kimdir?46 yaşında olan Osman Doğan, 2010

yılından beri Viyana Ticaret Odası’na bağ-lı Taksi Meslek Grubu’nda görev yapıyor. 1995 yılından beri taksi işletmeciliği yapı-yor. Üniversite mezunu olan Doğan, üç ço-cuk babası.

OSMAN DOĞAN, taksi duraklarını kontrolden geçiriyor

VİYANALILAR’A

HİZMETEDİYORUZ

Page 23: Biz Magazin - Wien

23

BİZ MAGAZIN - WIEN

n Avusturya Alevi Birlikleri Fede-rasyonu Başkanı Mehmet Ali Çankaya, göçmenlerin Avusturya’daki ekonomik ve sosyal durumlarını değerlendirdi. Durum tespiti yapıp, çarpıcı açıklama-larda bulundu.

Çankaya, Türkiyeli göçmenlerin Avusturya’da 50 yıllık bir geçmişi oldu-ğunu belirtti. Ancak bu 50 yılın ilk 35 yılının boşa gittiğini söyledi. Çankaya, “Türkiyeli göçmenlerin Avusturya’daki ilk 35 yılı başarısızlıkla sonuçlanmıştır. İlk yıllarda başlayan gurbetçi mantığı Türkiyeli arkadaşlarımızın malesef 35 yılına mal olmuştur. Ayrıca ilk yıllarda Türkiye’ye yanlış yatırımlar yapıldı. Bu yatırımlar daha sonra kesinlikle ekono-miye geri dönmedi. Böylelikle 35 yıllık emek ve dayanışma boşuna gitmiş oldu. Son 15 yılda göçmenlerin artık Avustur-ya’da kalıcı olduklarını anlamalarıyla beraber ticari ve sosyal hayatlarında daha kalıcı ve anlamlı kurumlaşmalara gittiler” diye konuştu.

GURBETÇİLERİ MARKDOLAR OLARAK GÖRDÜLERAvusturyalı Politikacıların uzun

zaman Türkiyeli Göçmenlere “Gas-tarbeiter“ anlayışıyla baktıklarını ve Türkiye’deki siyasetcilerin de yurtdışı Türklerini Mark ve Döviz kaynağı olarak gördüklerini ifade eden Çankaya, “O yıllarda Türkiye ve Avusturya’nın çok büyük yalnışları oldu. Herkes meseleyi kendine göre algıladı. Böylelikle Avus-turya’da misafir işçi, Türkiye’de ise döviz getiren insanlar olarak algılandılar. Bu anlayış bütün Türkiyeli insanlara zarar vermiştir. İlk 15 yıldan sonra Avustur-ya’daki Türkiyeliler kendilerini her anlamda toparlama imkanı buldular. Ticaret ve sosyal alanda bir çok Türk kendini göstermiş oldu. Ve artık Türki-yeli göçmenler arasında doktorundan milletvekiline kadar her kesimden insan var” dedi.

İŞE BAŞLAMAK KOLAYAvusturya genelinde iş yapmak

isteyen yeni nesil gençlere de seslenen Çankaya, hukuki ve idari konuların çok önemli olduğunu vurguladı. Viyana’da iş yeri açmanın çok kolay olduğunu söyleyen Çankaya, işyerini başarılı bir şekilde idare etmeninse çok zor olduğu-nu belirtti. Çankaya, “Genç arkadaşları-mızın mesleki bilgilerinin yanısıra, idari

ve hukuki anlamda da bilgilenmeleri ge-rekiyor. Yani bir şirket nasıl açılır, nasıl idare edilir, hukuki boyutu nedir? İşte bu bilgilerin tamamına hakim olmanız gerekiyor. Yoksa birkaç senenin ardın-dan başarısızlıklar geliyor. Bu başarısız-lıkların yaşanmaması için gençlerimizin bilgili olmaları gerekiyor” dedi. Sadece belli sektörlere ve iş alanlarına yönelen Türkiyeli göçmenlerin, daha değişik alanlarda da özgüvenleri ve bilgileriyle başarılı olacaklarını vurguladı.

GÖÇMENLER İÇİNSİYASET HALA SIKINTILIAvusturya göçmen politikalarında

pek çok pozitif değişiklik olmasına rağmen hala yetersizlikler var. Genç nesillerin politik hayata girmelerini des-teklediğini belirten Çankaya, partilerin göçmen siyasetçileri hazmetmekte hala zorlandıklarını belirtti. Partilerin her seçimde pek çok Türkiyeli adayı çıkma-sına rağmen, üst pozisyonlarda Türkiye-li göçmenlerin hala sıkıntı çektiklerini söyledi. Bu durumun da göçmenlerin politikacılara olan ilgisini azalttığını söyledi.

DEVAMI SONRAKİ SAYIMIZDA!

MEHMET ALİ ÇANKAYA

Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı Çankaya, Avusturya gündemiyle ilgili önemli açıklamalar-da bulundu. İş adamı kimliği ve sosyal kişiliğiyle tanınan Çankaya ile uzun bir sohbet gerçekleştirdik.

Çankaya, ilk 35yılımıza yazık olduÇankaya, ilk 35yılımıza yazık oldu

Page 24: Biz Magazin - Wien

24

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

n Artan taksi sayısı, durakların yetersizliği ve işin azalması yüzünden taksicilik mesleğinin zora girdiğini belirten Viyana Ticaret Odası Meclis Üyesi Mustafa Kavu-şah şunları söyledi:

“Taksi durakları yeni araç sayısına göre düzenlenmeli.Yığılmalar oluyor ve yer bulamayan şoför arkadaşlar sürekli tur atıyor“ diyen Kavuşah “Baş gösteren işsizlik sebebiyle taksiciler geçen senelerde on - on iki saat yap-tıkları işi on beş- on altı saate yayarak yapmaya çalışı-yorlar. Haftanın yedi günü on beş saat takside geçirmek zorunda kalıyorlar. Bu sıkıntılar ailelere yansıyor” diye zorlukları belirtti.

Zorlukların üstesinden gelebilmek ve yarınlara umut-la bakabilmek için, iyi ve kaliteli eğitime çok daha fazla önem verilmesini arzu eden Mustafa Kavuşah, “Çocuk-larımızı ve gençlerimizi taksicilik yerine mutlaka gelecek vaad eden mesleklere ve üniversite eğitimine yönlendir-meliyiz” dedi.

Taksi şoförlüğü yanında son yıllarda değişik finans-man yönetimleriyle piyasaya giren işletmelerde de sorunların gitgide artmakta olduğunu belirten 22 senelik taksi işletmecisi Kavuşah, hesap kitap tanımayan bazı sorumsuz işletmecilerin ve son zamanlarda bilinçsizce kurulan taksi firmalarının herkes için maddi manevi sorunlar yarattıklarını açıkladı. Hukuk tanımayan yön-temleriyle taksi mesleğine aşırı derecede zarar veren bu işletmelerin, çalışma yönetmeliklerine önem vermedik-lerini, taksi ehliyeti, çalışma izni gibi şartları sağlamak-tan uzak olduklarını ifade eden Kavuşah, yalnız günlük kazanç güden bu firmaların düzgün bir şekilde çalışma mücadelesi veren meslektaşlarımız için de büyük sıkıntı yaratıklarını belirtti.

Kavuşah sözlerine şöyle devam etti:“Mesleğimizin değerlerine önem vermeyen bu şir-

ketler toplum içinde taksici meslektaşlarımızın imajını olumsuz etkiliyor. Taksi Odasıyla ilgili geçen seçim-lerdeki bölünmüşlüğün ortadan kalkmasını istiyoruz. Taksi Odası’ndaki güçümüz belli. Ayrıca esas meslekleri taksicilik olmadığı halde, taksi meclisine kendilerini seç-tiren üyelerin inatlaşmaları yüzünden güçlü bir yönetime sahip olamıyoruz. Dertlere bir nebze çare olmaya çalışan bilinçli üyelerin de, oda meclisinde çoğunluk sağlayama-dıkları için çözüm üretemez hale geldiklerine inanıyoruz. Bundan sonra ki dönem için çalışmalarımızı tüm hızımız-la sürdürüyoruz.”

Tüm zorluklara rağmen ekmek derdindeki bütün taksi erbabının Ramazan Ayı’nı kutlayan ve bu mübarek gün-lerde meslektaşlarına hayırlı kazançlar dileyen Mustafa Kavuşah arkadaşımıza BİZ ekibi olarak teşekkür ederiz.

Kolay para kazanmaçabası içinde olmasın

GENÇLER ÜNİVERSİTE OKUSUN

“Güzel Viyanamızda Taksicilik en sevilen meslek grupları arasına girdi. Ne yazık ki senelerden beri bu mesle-ğin kahrını çeken usta meslektaşların uyarılarını kulak arkası eden pek çok genç arkadaşımız, taksi kullanarak hızlı para kazanma umuduyla mesleğe girmeye çalışıyor.“

Mustafa Kavuşah

Page 25: Biz Magazin - Wien

25

BİZ MAGAZIN - WIEN

Kolay para kazanmaçabası içinde olmasın

n Viyana’nın en saygın gazeteleri arasında bulunan Yeni Hareket, Viyana Konut Bakanlığı ve ATİB ile birlik-te önemli bir toplantıya imza attı. Viyana Belediyesi’nin sponsorluğunda düzenlenen organizasyona Michael Ludwig da katıldı. Toplantıya katılanlara, Viyana Bele-diyesi’nin konut edinme bilgileri ve belediye konutla-rıyla ilgili ayrıntılı bilgiler verildi. Toplantıda konuşma yapan Michael Ludwig, ev yardımları ve ev edinmeyle ilgili ayrıntılı bilgi verdi. Bakan Ludwig, Türk toplumu-

nu bilgilendirmek için ellerinden geleni yaptıklarını ve bilgi edinmek isteyenlerin belediyeye başvurmalarını istedi. Dr. Ludwig, “Bilgi almak isteyenler için kapıları-mız sonuna kadar açık” dedi. Toplantıya yaklaşık 300 kişi katıldı. Toplantı ATİB’in 10. Bölgede bulunan bina-sında gerçekleştirildi. Vatandaşlar sorunlarını ilgililile-re ilettiler. Bu toplantıların bilgilendirme açısından çok önemli olduğunu söyleyen vatandaşlar, organizasyonu yapanlara teşekkür ettiler.

YENİ HAREKET GAZETESİ

BİLGİLENDİRMETOPLANTISIDÜZENLEDİ

VİYANA KONUT BAKANLIĞI, ATİB VE YENİ HAREKET GAZETESİ’NİN ORTAKLAŞA DÜZENLEDİĞİORGANİZASYONDA BELEDİYE EVLERİNİN DURUMU KONUŞULDU. TOPLANTIYA KATILIM YÜKSEK OLDU.

YETKİN BÜLBÜL

n Carshop Autoteile & Zu-behör’nin sahiplerinden Hakan Cem Türk’ün tesadüfen çok iyi piyano çaldığına şahit olduk. Geçtiğimiz günlerde yapılan bir organizasyondan sonra boş bir piyano gören Hakan Türk hemen çalmaya başladı. Otomobil piyasasının yakından tanıdığı Hakan Türk’ün aslında okul zama-nında piyano kurslarına gittiğini ve uzun zamandan beri piyano çaldığını öğren-dik. Çocuklara okul yıllarında müzik eğitimi vermenin ne kadar önemli birşey olduğunu söyleyen Türk, “Sanat ile yetiş-miş çocukların ileriki yıllarda çok başarılı olduklarını biliyo-ruz. Bu yüzden çocuklarınızın sanatsal etkinliklere katılma-sını destekleyin” dedi.

HAKAN CEM TÜRKÇOK GÜZEL PİYANO ÇALIYOR

Page 26: Biz Magazin - Wien

26

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

DELI – verrücktoder was?

Diversity in the Economy and Local Integration ist der richtige Name des Projekts, das vor kurzem auch in Wien gestartet ist. Verrückt oder nicht? Entscheiden Sie selbst!

Biz-Magazin: Frau Asadi, sie betreuen seit März ein Projekt, das sich Deli nennt. Können Sie uns erklären, was es damit auf sich hat?

Shams Asadi: Deli ist ein Projekt, das die europäische Kommission aus dem Europäischen Integrationsfonds EIF zu 100% finanziert. Projektpartner sind der Europarat und die Migration Policy Group (MPG) in Brüssel - sowie 10 Partnerstädte: Cartagena & Getxo (Spani-en), Dublin, Lissabon, London/Borough of Lewisham, München, Reggio Emilia, Rotterdam und Wien.

Biz-Magazin: Was ist das Ziel des Projekts?

Shams Asadi: Ausgangsbasis ist die Tatsache, dass sich in vielen europäi-schen Städten UnternehmerInnen aus anderen Ländern ansiedeln, die maßgeb-lich zum wirtschaftlichen Erfolg beitragen und auch Arbeitsplätze schaffen. Oft kämpfen migrantische Unternehmen aber mit Hürden und spezifischen Problem-lagen. Diese sollen erfasst werden – und zielgruppenspezifische Angebote sollen entwickelt werden. Konkret geht es um drei zentrale Themen: Um die Unterstüt-zung von UnternehmerInnen mit Migrati-onshintergrund, um den Bereich Supplier Diversity und um Kommunikationsarbeit. Denn die Öffentlichkeit soll informiert und gegenüber diesem Thema sensibili-siert werden. Mit einem Self Assessement Tool soll auch die Nachhaltigkeit des Projekts nach der Beendigung gewährleis-tet werden.

Biz-Magazin: Warum ist Wien daran

interessiert, hier dabei zu sein?Shams Asadi: Wien als eine Stadt

mit einem sehr aktiven migrantischen Unternehmertum wurde eingeladen, über seine Erfahrungen zu berichten und seine Expertise einzubringen. In vielen Städten gibt es zum Thema migrantischer Unternehmen nicht einmal Grundlagen. Aufgrund einiger Studien der letzten 10 Jahren wissen wir relativ gut bescheid über die Wiener Strukturen. Und Wien ist insgesamt sehr aktiv in diesem Be-reich. Aber wir können uns immer weiter verbessern. Und wir können auch von den anderen lernen. Was Wien davon hat, lässt sich leicht beantworten: Wir dienen anderen Städten als gutes Beispiel und können so unseren international guten Ruf weiter ausbauen – und wir können unsere eigenen Aktivitäten anhand der Erfahrungen der anderen Städte weiter entwickeln.

Page 27: Biz Magazin - Wien

27

BİZ MAGAZIN - WIEN

Biz-Magazin: Und was ist ganz kon-kret Ihre Aufgabe?

Shams Asadi: Ich koordiniere das Projekt für Wien. D.h. ich habe Abteilun-gen der Stadt und andere Organisationen, die in diesem Bereich aktiv bzw. zuständig sind, zu einer Arbeitsgruppe zusammen-geschlossen. Dabei ist zum Beispiel die MA 17 (Integration und Diversität), die Presseabteilung der Stadt Wien, die MA 23 (Wirtschaft, Arbeit und Statistik), die MA 63 (Gewerbe), die Wirtschaftskammer Wien und die Wirtschaftsagentur Wien – im nächsten Schritt geht es darum, auch UnternehmerInnen einzubinden. Denn es liegt an den PraktikerInnen und an den ExpertInnen, konkrete Strategien zu erarbeiten. Ich achte auf den zügigen Pro-jektablauf und auf den kontinuierlichen Austausch mit den ProjektpartnerInnen. Denn das Projekt ist zeitlich befristet.

Biz-Magazin: Was heißt das?Shams Asadi: Für Dezember 2014 ist

ein Koordinationstreffen aller teilnehmen-den Städte in Wien geplant und im Juni 2015 findet eine Europäische Ergebnis- und Abschlusskonferenz statt. Bis dahin versuchen wir, weitere Zahlen, Daten und Fakten zu recherchieren und Empfehlun-gen zu formulieren.

Biz-Magazin: Sie wollen auch Unter-nehmen einbinden. Ich kann mir noch immer sehr wenig vorstellen – für mich klingt alles sehr nach Bürokratie und Ar-beitsgruppen. Was sollte ein Unternehmer davon haben, mitzumachen?

Shams Asadi: Lassen Sie mich das an ganz konkreten Dingen festmachen: Wir wissen etwa, dass im Jahr 2011 mehr als 37.500 in Wien wohnende Personen aus mehr als 130 verschiedenen Nationen selbstständig tätig waren, das heißt, rund 37% der Wiener Wirtschaft hat Migra-tionshintergrund!

Viele von ihnen haben Probleme mit Bestimmungen des Fremdenrechts, der Nostrifizierungsproblematik oder hin-sichtlich anderer Vorschriften und Geset-ze. Die einen kämpfen mit formellen wie informellen Zugangshürden bei relevan-ten Behörden und die anderen haben zu wenig Zugang zu wichtigen Informa-tionen.

Längst ist auch bekannt, dass die Betriebe ganz unterschiedlich sind. Das geht vom one-man- oder one-woman-Un-ternehmen bis hin zur Firma mit 50 und mehr Angestellten. Vom traditionellen Dienstleistungsbetrieb im Grätzel bis zum Start Up, das von vornherein international agiert. Auch von den Branchen her spre-chen wir längst nicht mehr nur von ‘pizza & kebabs’: MigrantInnen arbeiten euro-paweit im Handel, im Transportwesen, im Bereich der Beratung und Dienstleistung, im neuen Technologiebereich und im Finanzwesen. Auf keinen Fall sollten wir auch kreative und künstlerische Bereiche außer Acht lassen. In Wien ist rund ein Drittel der selbstständig Erwerbstätigen

mit Migrationsbezug in der Gastronomie oder im Handel tätig. Wichtige Berufsfel-der sind auch die Bauwirtschaft und frei-berufliche, wissenschaftlich/technische Dienstleistungen.

Biz-Magazin: Können Sie etwas zu türkischen Unternehmen sagen?

Shams Asadi: Die wichtigsten Her-kunftsländer ethnischer Ökonomien in Wien sind die Slowakei, Polen und Ru-mänien (rund vier von 10 migrantischen Selbstständigen kommen aus einem dieser drei Länder). Rund 6 von 10 Selbst-ständigen mit Migrationsbezug stammen aus Ländern der EU, aber die Türkei ist unter den Top-5.

Selbstständige mit türkischem Migra-tionshintergrund sind in Wien in hohem Ausmaß im Handel, am Bau und im Bereich Beherbergung und Gastronomie tätig. Wir wissen zum Beispiel, dass die Ausbildung von Lehrlingen in solchen Betrieben ein wiederkehrendes Thema ist.

Mit 963 Arbeitgeberbetrieben waren die türkischen UnternehmerInnen im Jahr 2011 als ArbeitgeberInnen führend (zweiter: Deutschland mit 487).

Biz-Magazin: Zum Abschluss noch eine persönliche Frage: Haben Sie auch Migrationserfahrung oder Erfahrung als Selbstständige?

Shams Asadi: Ja. Ich habe selbst Migrationserfahrungen, nicht nur in Österreich. Ich lebte auch u.a., einige Jahre in der Türkei. Daher kenne ich migrationsbezogene Heraus-forderungen für ZuwanderIn-nen - abgesehen von Sprach-barrieren.

Entrepreneure benötigen persönliches Engagement und Erfolgswillen – doch sie erwarten meiner Meinung nach zu Recht von der Stadt gleiche Chancen beim Zugang zu unternehmerischer Betätigung, zu Beratung, Förderung und Finanzie-rung sowie Unterstützungsangebo-te, die ihren Bedürfnissen entspre-chen und zu ihrem Fortkommen beitragen. Mir persönlich ist das Recht auf Gleichstellung und Nicht-Diskriminierung als das elementare Men-schenrecht ein besonderes Anliegen - und ich betreue dieses Projekt auch in meiner Funktion als Men-schenrechtskoordinatorin der Stadt Wien. Wenn wir mit diesem Projekt dazu beitragen können, dass Impulse für Gleichstellung und Unterstützung des migran-tischen Unternehmertums gesetzt und die Wiener Gleich-stellungs-, Menschenrechts- und Diversitätspolitik damit unterstützt werden, bin ich sehr zufrieden. Shams Asadi

Page 28: Biz Magazin - Wien

28

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

Türkçe - İtalyancaMacarca - Almancatercümede uzmanım

1973 yılında Macar bir

annenin ve Türk bir babanın tek çocuğu olarak

İstanbul’da doğdum. 5 yaşın-dayken annem babamdan ayrılıp

Viyana’ya yerleştiğinde, ben babamın yanında kaldım. Annem ile Macar ailemi

sadece tatillerde görebildim. Böylece hayatım İstanbul, Budapeşte ve Viya-na üçgeninde devam etti. İlkokuldan sonra öğrenimime İstanbul Özel İtal-yan Lisesi’nde devam ettim. Liseyi

bitirdikten sonra 1993 yılında Turizm-Otelcilik okumak

üzere annemin yanına Viyana’yageldim.

Yasemin Pichler: ANNE MACAR BABA TÜRK

Page 29: Biz Magazin - Wien

29

BİZ MAGAZIN - WIEN

n Macar bir annenin ve Türk bir baba-nın tek çocuğu olarak İstanbul’da doğan, hayatını İstanbul, Budapeşte ve Viyana üçgeninde devam ettiren, daha çocukken Macar ve Türk akrabalar arasında ileti-şim kurmak için çevirmenliğe başlayan profesyonel konsekütif ve yazılı çevirmen Yasemin Pichler’le çocukluğu, iş yaşamı ve hayatı hakkında konuştuk:

Yasemin Pichler kimdir,Viyana’ya gelinceye kadarnasıl yaşadı?

1973 yılında Macar bir annenin ve Türk bir babanın tek çocuğu olarak Istanbul’da doğdum. 5 yaşındayken annem, babam-dan ayrılıp Viyana’ya yerleştiğinde, ben babamın yanında kaldım ve annemle Macar ailemi sadece tatillerde görebildim. Böylece hayatım İstanbul, Budapeşte ve Viyana üçgeninde devam etti. İlkokuldan sonra öğrenimime İstanbul Özel İtalyan Lisesi’nde devam ettim. Liseyi bitirdik-ten sonra 1993 yılında Turizm-Otelcilik okumak üzere annemin yanına Viyana’ya geldim.

Ne zamandır tercümanlıkyapıyorsunuz?İlk çeviri işimi aldığımda sanırım

konuşmaya yeni başlamıştım. Annem yanımızda olmadığında Macar ve Türk akrabalar arasındaki çevirmenlik işi bana düşüyordu. Bu yüzden kendimi bildim bileli konsekütif çevirmenlik yapıyorum diyebilirim. Diller her zaman hayatımın merkezi oldu. Bu durumda Macar dede-min rolü çok büyük. İlkokul birinci sınıfta okumayı ögrendiğimin yazında, dedem bana Macarca okumayı ve yazmayı öğ-retti. Macar edebiyatı çocuk kitaplari yaz tatillerimde elimden düşmedi. Daha sonra İtalyan Lisesi’nde İtalyan dili ve edebiya-tıyla tanıştım. Sanırım o sıralarda dilbili-mine ve edebiyata aşık oldum. Bu üç dilde elime geçen her kitabı okuyordum.

Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?Profesyonel konsekütif ve yazılı

çevirmenliğe 2004 yılında İstanbul’da Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nda başladım. Edebiyat çevirmenliğine ise, 2010 yılında Tiglon Yayınları’nın yayımla-dığı, İtalyanca’dan Türkçe’ye dört kitaplık bir çocuk romanı serisiyle başladım.

İşinizi seviyor musunuz?Alman Türk Ticaret ve Sanayi Odasın-

da saatlerce delegasyonlar arasında, ya da iş toplantılarında çeviri yapıyor, ama hiç yorgunluk hissetmiyordum. O zaman bu mesleğe aşık olduğumu anladım.

İlk kitap çevirmenliğinde ise kitabın kapağında “Çeviren:Yasemin Pichler“ yazısını gördüğümde ağladığımı hatırlı-yorum. Roman çevirmek başlıbaşına bir zevk.

Bir daha dünyaya gelsenizyine aynı işi yapar mısınız?100 defa da gelsem aynı işi yaparım!!!

Annenizin Macar olmasınınbir avantajı var mı?Ben çok garip koşullarda büyüdüm.

Doğuştan hem Macar, hem de Türk vatan-daşıydım. 1980 askeri darbesinde ve sıkı yönetim zamanında askerler evimize ge-lirler ve “Burada bir macar komünist yaşı-yormuş“, diye beni sorarlardı. Babam da o sıralarda yedi yaşında olan beni gösterip, “İşte bu, ne yapacaksınız?“, derdi. Daha o yaşlarda değişik ideolojilerin kavgasını, sağın ve solun ne demek olduğunu, ama her şeyden önce, demir perde ülkelerinde-ki insanların ne koşullarda yaşadıklarına şahit oldum. Ailemin bir tarafı beni özel okullarda okutacak kadar zenginken, diğer tarafı naylon çorap dahi alamıyordu.

Almanca ve Macarca’nındışında bildiğinizdiller hangileri?Çok iyi derecede İtalyanca ve İngilizce

konuşuyorum.

Yaptığınız işi ticaretolarak görüyor musunuz?Tabii ki ben de herkes gibi yaşamımı

bir şekilde idame ettirmek zorundayım. Ancak kendimi, hobisini mesleğe çeviren nadir ve şanslı insanlardan biri olarak gö-rüyorum. Türkiye’de Macarca çeviri yapan arkadaşlarımız var. Ancak Macarca benim anadilim. Türkçe de baba dilim. Bunun gibi önemli iki özelliği insan ticarette kul-lanmalı. Ancak ben tüccar değilim. Yani, ben paramı kelimelerle kazanırım. Bu kazanç aslında kültürel bir şeydir. Kültürel bir kazançtır. Kültür insanı zenginleştirir, geliştirir. Bende bunun farkındayım.

İş hayatındakadının yeri çok önemli

Page 30: Biz Magazin - Wien

30

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

Emekli olduğunuzda da işinizedevam edecek misiniz?Emekli olmayı düşünmüyorum! Sanı-

rım akıl sağlığım elverdiği sürece bu işi yapacağım.

Sizden sonraki kuşaklarabu işi tavsiye eder misiniz?Çevirmenlik sadece bir dili iyi bilmekle

bitmiyor. O ülkeyi, kültürü, insanını da tanıyacaksınız. Her şeyden önce elinizden kitap, gazete, dergi düşmeyecek. Kelime haznenizi devamlı genişletecek, öğrenme-yi asla bırakmayacaksınız. Bir de zengin olma hayaliniz olmayacak. Buna hazır olan, her cesaretli insana bu mesleği tavsiye ederim.

Türkiye ile de çalışıyormusunuz?Türkiye’den Tiglon Yayınları ve Yapı

Kredi Yayınları’yla çalışıyorum. Bu ya-yıncılara İtalyanca, Macarca ve Almanca çeviriler yapıyorum. Ayrıca Türkiye’den gelen resmi delegasyonlara konsekütif çevirmenlik yapıyorum.

Film çevirisi yaptınız mı hiç?Bir filmin altına yazı yazarken

dikkat edilmesi gereken

durumlar nelerdir?İstanbul Film Festivali’ne ve Viyana’da

düzenlenen “12 Eylül Filmleri Günleri“ne film çevirmenliği yaptım. Film çevirecek olan kişilerin öncelikle Sublime adlı altya-zı yerleştirme programına hakim olmaları gerekiyor. Konuşan kahramanın yarattığı duyguyu iki satıra sığdırmak oldukça zor. Öncelik buna verilmeli.

Başarılı bir tercüman olmak için ne yapmak gerekiyor? Siz kendini-zi başarılı görüyor musunuz?

Öncelikle her iş gibi bu işi de sevmek gerekiyor. İnsanların , “Aman canım iki satır“ deyip geçtiği metinler için, biz saat-lerimizi veriyoruz. Çünkü yazarın oku-yucuya ulaşmasının sırrı, o çevirilen iki satırda gizlidir. Yazılanı ya da söyleneni çevirmekle, yeniden yorumlamak arasın-da çok nazik, ince bir çizgi var. Bu çizgi konunun tüm karakterini değiştirebiliyor. Aşırı konsantrasyon ve kendine güven ge-rektiren bir meslek. Ben o çizgiyi şimdiye kadar tutturmayı başardığım için kendimi başarılı çevirmenler sınıfında görüyorum.

Tercüme ile çeviri arasındabir fark var mı?Tercüme ve çeviri eş anlamlı. Maalesef

bir dili iyi konuşan herkes çeviri yapabile-ceğini düşünüyor. Az önce de belirttiğim gibi, o kültüre ve yaşam şekline aşina olmak gerekiyor. Ayrıca kendi dilini de kusursuz konuşmak çok önemli. Kendi dilini iyi konuşamayan, hiç bir dilde başarılı olamaz. Retorik algısının çok iyi yerine oturmuş olması bu mesleğin ana şartlarından biri.

Annesi ve babası farklı milletle-re ait olan çocuklar tercüme yapa-bilir mi? Yani annesi Alman, baba-sı Türk olan bir çocuk mesela?

Dünyada en iyi çeviriyi annesi ve babası farklı toplumlardan olan insanlar yapıyor. Yani ‘anadiliniz ile baba diliniz-de’ iyi eğitim almışsanız, en güzel çeviriyi siz yaparsınız. Bir de bu işin eğitimini tamamladıysanız, o zaman harika...

Bütün dil bilimcilerininde söylediği gibi bir insanı bir topluma bağlayan algı sadece dildir. Dil ve lehçe sizi yerelleştirir. O topluma ait kılar. Yani bir lehçeyi çok iyi konuşuyorsanız sizi kimse nerelisiniz diye sormaz. Nereli olduğunuzu diliniz ele verir. Durum böyle iken, iki farklı dili anadil seviyesinde konuşuyorsanız işte o zaman en büyük tercüman sizsiniz! SON

Tercüme ettiğiniz kitaplar var mı?İtalyanca’dan Türkçe’ye Lea Celi’nin dört kitaplık çocuk

romanı serisi olan “Sihirli Buz“u; Macarca’dan Türkçe’ye ise Magda Szabó’nun yetişkin romanı “Yavru Ceylan”ı çevirdim. Şu anda yine Macarca’dan Türkçe’ye bir roman çeviriyorum. Sonbaharda Yapı Kredi Yayınlar’ından çıka-cak. Kitap çevirileri bana büyük bir zevk veriyor. Ve işimi-zin en güzel yanı da tercüme ettiğimiz bir kitabın yıllarca insanların elinde gezmesi. Düşünsenize dünyaya bir şey bırakıyorsunuz.

Viyana’daki Türkler’in kitap okuma oranı?Burada Türk göçmenlerle ilgilenen birkaç

organizasyon var. Bunların birinde Alman-ca ögretmeni olarak çalışıyorum. Açıkça

belirtmek gerekirse, ne yazık ki burada doğup yetişen Türk nesilde okuma alışkanlığı neredeyse yok denecek kadar az. Aslında bu çok şaşırtıcı bir durum, çünkü Avusturyalılar çok faz-la kitap okuyan bir millet. Buradaki Türkler daha çok çanak anten vası-tasıyla seyrettikleri Türk dizileriyle

ilgileniyorlar. Sanırım bu, onların sıla hasretini bir nebze de olsa azaltan ve

onları memleketlerine yakınlaştıran bir unsur olarak kabul ediliyor.Yasemin Pichler

İKİ TERCÜME ETTİĞİ KİTAP VAR

Page 31: Biz Magazin - Wien

31

BİZ MAGAZIN - WIEN

n Yozgatlı bir ailenin çocuğu olarak Viyana’ya gelen, Viyana’da üniversiteyi kazanan ve sonrasında kendi ala-nı dışında grafik tasarım alanında eğitim alarak bu ko-nuda çalışmalarını sürdüren Mehmet Yıldız, başarısıyla göz dolduruyor. Türkiye’de Ankara Üniversitesi Uzay Bi-limleri Bölümü’nde okurken ailesi Viyana’ya yerleştiği için onların yanına giden Yıldız, elektronik ve grafikerlik üzerine aldığı eğitimler ve başarısı üzerine şunları söy-ledi:ÖNCELERİ GEÇİCİ BİR İŞTİ ANCAK

“Şu anda Viyana Meslek Yüksek Okulu Elektronik Ekonomisi bölümünde okuyorum. Bu arada üç yıldır da yarım günlük iş olarak başladığım grafik dizayn reklam ajansını sürdürüyorum. Başta benim için geçici bir işti, ancak sevmeye başlayınca eğitimini aldım ve kendimi geliştirdim. Şu an grafik tasarım olarak devam ediyorum. Benim şansım, dükkanda çalışan şefimiz emekli oldu ve burayı bana devretti. Şu anda ikinci yılımız dolmak üze-re. İleriye dönük çok güzel projelerimiz var.

Online satış üzerine çalışmalar yapıyoruz. Online ya-zıcı diyebiliriz yani firmaların tabelaları, araba yazıları tekstil baskı, reklamlar plastik üzerine yazı yapacağız. Etiket olayına da girmek istiyoruz. Firma kartviziti diye-biliriz buna. İki ay sonra daha büyük bir yere geçeceğiz daha büyük projelerle. Işıklı tabela daha da gelişecek ama üç boyutlu harflerin imalatına geçiyoruz. Çalıştık-ça daha profesyonel hala geliyoruz ki, tüm Avusturya’ya hitap edebilelim. İnşallah biraz daha ilerde de, tüm Av-rupa’da tanınıp başarılı işler yapar hale gelmeyi planlı-yoruz”.

MEHMET YILDIZ

Unternehmer Mehmet YILDIZ - WIEN

Avrupa’da söz sahibi

olmakistiyorum!

Genç yaşta üniversite okumak üzere aile-sinin yanına Viyana’ya gelen 1987 doğumlu Mehmet Yıldız, grafik tasarımlarıyla Avru-

pa’da söz sahibi olmayı hedefliyor.

VİYANA - MEHMET YILDIZ, ÇALIŞMALARINI AVRUPA’YA YAYMAK İSTİYOR.REKLAMCILIK ALANINDA YAPACAK DAHA ÇOK İŞ VAR DİYOR...

Page 32: Biz Magazin - Wien

32

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

50 yıldır işletmeci olarak

VİYANA’DAYIZ

VİYANA’DAKİ İLK TÜRK GASTRONOMİ İŞYERİ SAHİBİ

İŞLETMECİ HASAN URAL

Page 33: Biz Magazin - Wien

33

BİZ MAGAZIN - WIEN

n 12. Viyana’da 1970’lerin sonundan beri pizza salonu işleten Hasan Vural, Avusturya’ya ilk gelen Türklerden. Göçün 50. yılını kutlayan Avusturya’ya büyük zorluklarla geldiklerini ve o yıllarda yiyecek birşey bulamadıklarını anlatan Vural, ‘Biz o yıllarda Viyana’da yollarda tek tük Türk görürdük. Herkes birbirini tanırdı. Ancak ekonominin gelişmesi ve Avusturya’nın daha fazla insan gücüne ihtiyaç duymasından ötürü Türkler çoğaldı. Ben Avustur-ya’ya ilk gelenlerdenim. Ancak hep girişimci olmak istemişimdir gençlik yıllarımdan beri.

Tesadüfen Schönburn ve Sisi Sara-yı’nın karşısında bu dükkanı buldum. Ve hemen kiraladım. O gün bugündür burayı işletiyorum. Güzel bir işletmeye sahip oldum. Bu yer, benim uzunca yıllardan beri geçimimi sağlamama yardımcı oluyor. 1960’ların sonunda

Viyana’da çalışan dükkan sayısı da çok azdı. Yani şimdiki olduğu gibi her bina-nın altında işletmeler yoktu. Belli başlı büyük caddeler hariç şehir içi sakindi. Otomobil sayısı bile çok farklıydı.

Türk girişimci o yıllarda çok azdı. Aslında yok denecek kadardı neredey-se. Çünkü gelen ilk nesilin Almanca öğrenmesi 10 yıl kadar sürdü. Bu zaman zarfında insanlar işçi olmaya iyice alıştılar. Daha sonra ekonominin canlanmasıyla birlikte Viyana’daki işletme sayısında büyük bir patlama oldu. Bu patlama Avusturya’nın geneli-ne yayıldı. Viyana’da şuanda neredeyse her binanın altında bir işletme var. Bu işletlemelerin bir çoğu Türk arkadaşla-ra ait. Bu arkadaşlar büyük emekler ve zahmetlerle bu yerlere geldiler.

Emeklilik yaşına gelmiş olduğum için Türkler’in ve yabancıların bu şekilde güçlenmesini ve ekonomide

söz sahibi olmasını sevinçle karşılıyo-rum. Türkler büyük zahmetler sonunda Avusturya genelinde söz sahibi oldu-lar. Şimdilerde Viyana’daki işletme sayısının varlığına baktığınız zaman Türkler’in oranını görürsünüz. Türkler büyük işler başardılar.

Çalışma hayatında en önemli konu bence disiplindir. Özellikle gastrono-mide her şey disiplindir. Eğer disiplinli davranmazsanız yiyecek ve içecek alanında gelişemezsiniz. Ben Viya-na’daki neredeyse ilk gastronominin sahibiyim. Müşterilerim arasında bir çok yabancı ve Avusturyalı var. Türk müşterilerimiz de sağolsunlar, bizi yal-nız bırakmıyorlar” diye konuştu. Hasan Ural, gençlere iyi bir örnek. Ancak tek şikayetçi olduğu şey, sürekli iş yerinin başında durması. Yani, uzunca bir tatil yapamamaktan şikayet ediyor.HABER: İSMAİL GÖKMEN

EMEKLİ HALİL AĞAViyana’ya ilk gelenlerden biri

Page 34: Biz Magazin - Wien

34

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

SCHAU, SO BUNT IST WIEN...

n Wie eine Galerie präsentiert sich der Donaukanal im Zentrum Wiens bereits seit längerer Zeit. Im 12. Bezirk wurde im Frühjahr 2014 in der Gierstergasse ein Wandbild des österreichisch-französischen Künstlerpaars Jana & Js einge-weiht. Das Künstlerpaar arbeitet für geschlossene Räume, aber auch im urbanen, öffentlichen Raum. Entdecken Sie das Wechselspiel zwischen Architektur und Passan-tInnen, entdecken Sie die Stadt als Museum. www. http://wirsind12.at - http://www.janaundjs.com - http://www.wienerwand.at

Page 35: Biz Magazin - Wien

35

BİZ MAGAZIN - WIEN

n Ankaralı Ender Yoğurtçu, 1996 yılında geldiği Viyana’da önce 10 yıl kadar Stadt Wien’de çalıştı. Ancak onun aklında hep kendine ait bir iş yeri kurmak vardı. Başarıyı, tek bildiği iş olan sebze ve meyve satıcılığında buldu. Yoğurtçu, “Türkiye’den gelen insanlarımıza tek tavsiyem bildikleri işi yapsınlar. O işe girişmeden önce de bulundukları yerin doğru adres olup olmadığına dikkat etsinler. Türkiye’den gelen arkadaşlarımız önce iş yeri ku-racaklar diye, küçük ve ters yerlere iş yeri açıyorlar. Ancak bu zor bir çalış-ma. Yani başarılı olmak şansa kalmış. Başarıyı şansa bırakmamak lazım. Eğer adres doğruysa en önemli adım atılmış-tır. Başarının en önemli adımı adresin doğru olmasında yatıyor. Ben Viya-na’ya evlilik yoluyla geldim. Çok güzel günlerimiz oldu. Ticaretimizde büyük bir başarı da elde ettik. Meiselmarkt’ın en sevilen esnafları arasındayım. Bir yakınım sayesinde bu iş yerini aldım. Kendisi sebze-meyve halinde kendine büyük bir yer açtı. Ben de küçük bir

adım atarak bu işe girdim. Başladığım-dan beri hiç zorlanmadım. Ancak bu iş biraz sabır ve disiplin gerektirir“ dedi.

CESUR OLUN,TİCARET CESARETTİRTürkiye’den gelen insanların bilme-

dikleri işlere girmemelerini söyleyen Yoğurtçu, Viyana’ya ilk geldiği dönem-de hiç bir yeri bilmediğini, ancak doğru adımlarla kendini geliştirdiğini ifade etti. Yoğurtçu, “Ben bu işi Türkiye’den biliyordum. Yani tecrübem vardı. Meyve ve sebze taze satılması gereken üründür. Yani beklemez. Aldınız gibi ekonomiye kazandırmanız gerekir. Bunun en kolay yolu da kaliteli malı satmaktır.

Ben 2008 yılında bu iş yerini dev-raldım. Aldığım günden beri başarılı bir şekilde işletiyorum. Viyana’ya geldiğimde 23 yaşındaydım. Şimdi 40. Bu süre zarfında önemli bir iş gerçek-leştirdim.

BİLDİĞİNİZ İŞİ YAPINBiz bu işe Türkiye’de başladık. Her

tarafı gezin, bizim gibi bir yer bulamaz-sınız. Temiz iş yaptığımız için sattığımız ürünün fiyatının bir önemi yok. Yani her yerde 0.70 Cent olan bir malzeme, bizde 1.50 Euro. Müşteri kaliteli ürünü elbette tanıyor. Bunun için karşılığını da bize ödüyor. Avusturyalı müşterileri-miz ise çoğunlukta.

İstedikten sonra her şeyi yapabili-riz. Her yerde iş yapabilirsiniz. Ancak, iş yeri kurulacak adresin güzel olması lazım. Bunun yanısıra elbette bildiğiniz işi yapınız. Viyana’ya geldiyseniz Tür-kiye’de öğrendiğiniz işi yapın. Ticarete girmek için de korkmayın. Cesaret, sizi başarıya götürecektir. Ben yeni bir işe daha girmek istiyorum. Viyana’da artık döner işi bitti. Her köşe başında bir döner büfesi var. Şimdi, balık zamanı! Burada hem balık satacağım, hem de balık pişireceğim. Yani yemek isteyenle-re anında servis edeceğiz. Bu yeni pro-jem. Türkiye’nin bir çok yerinde bu tür balık satış yeri var. Çok da başarılılar. Ben de aynı şeyi Viyana’da yapacağım“ diye konuştu.

Ankaralı Ejder Yoğurtçu ile 1996 yılında geldiği Viyana’da sebze ve meyve satıcılığıüzerine konuştuk. Yoğurtçu, başarısının azimde gizli olduğunu söyledi.

Disiplinbaşarınınanahtarıdır

ANKARALI EJDER

Page 36: Biz Magazin - Wien

36

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

ALTINDANHAYATI VAR

HÜSEYİN ÖZDEMİR

n Viyana’da kuyumculuk işi yapan Hüseyin Özde-mir, hayatından memnun. Avusturya’ya geldiği günler-den beri altın işiyle uğraşan Hüseyin Özdemir, Yozgat doğumlu. Türkiye’den Viyana’ya gelen bir çok devlet büyüğü ve politikacıya mihmandarlık yapan Özdemir, altına yatırım yapmanın uzun vadede kazançlı olduğu-nu söylüyor. Altının Türk kültüründe, örf ve adetlerinde büyük bir yeri olduğunu da söyleyen Özdemir, “Altın hayatımızın her yerinde. Yani bir çocuk dünyaya geldiği andan itibaren altınla tanışıyor. Sünnetleri, düğünleri, özel günlerinde altın takılıyor. Ayrıca altın çok uzun yıl-lar geçse bile kesinlikle değerinden bir kaybı olmuyor. Altın genelde ağır ve pahalı bir maden. Ancak bu kıy-metli madenimiz dünya üzerinde her geçen gün pahala-

nıyor. Eskiden düğünlerde 10 tane burma bilezik takılır-dı. Şimdi bu sayı 5-6’ya düştü. Bunun en büyük sebebi, altının dünya piyasasındaki fiyatının her geçen gün artmasıdır. Altın saklaması kolay ve kısa zamanda bü-yük karlar yaptıracak ekonomik bir gösterge. Devletler kasalarındaki altın kadar güçlüdürler. Altın rezerviniz kadar para basabilirsiniz. Eğer altın ve para eş ağırlıkta değilse, o ülkede enflasyon olur. İşte gördüğünüz gibi altın hayatımızın her yerinde.

Yatırım yapmak ve parasının kıymetini korumak is-teyen insanlara tavsiyem, altına yatırım yapmalarıdır. Parayı günümüzde saklamak ve korumak çok zor. Para ve borsa olaylarında büyük risk var. Altınsa öyle değil. Koyarsın kenarıya 10 yıl sonra harcarsın” diye konuştu.

Page 37: Biz Magazin - Wien

37

BİZ MAGAZIN - WIEN

Reklamcılıkbenim

hayatım!Viyana’da yıllardır reklamcılık yapan Salih Yüksel, başarısını disiplinine

bağlıyor. Yüksel, Viyana’nın en eski reklamcılarından...

n Viyana ve çevresinde uzunca bir zamandır reklamcılık yapan Salih Yüksel, hayattaki başarısının disiplinine ve prensip-lerine bağlı olduğunu söyledi. Yeni iş hayatı-na başlayacak olan kişilerin, bu iki özelliğe çok dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayan Salih Yüksel, daha önce bir çok iş dalında faliyet göstermiş.

Gençlik yıllarında altı ay kadar Bağ-dat’ta çalıştığını söyleyen Yüksel, “Aslında hayatımın en önemli zamanı orada geçti. O yıllarda Bağdat çok güzeldi. İnanın öyle güzel bir yerdi ki, anlatacak kelime bulamı-yorum. Ardından Viyana’ya geldim. Elbette yaptığım ilk iş Almanca öğrenmek oldu. Bu arada prensip ve disiplin konusunda yaban-cıların anlayışını kavramaya çalıştım. Bizim Türk toplumunda bu iki kelime dürüstlük ile ifade ediliyor. Ama dürüstlük başka bir tabir. Yani zaten dürüst olmayan bir kişi ticaret hayatının içine bile girmesin. Ayrıca genç yaşlarda iş kuracak olan arkadaşların, hukuki boyutları çok iyi araştırmasını rica ediyorum. Hukuk aslında her şeyin başıdır ticarette. Yani maddi açıdan eğer rahat de-ğilseniz, yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Yani ticaret doğru ve sakin bir kafayla yapılır. İki basit kuralı vardır, ticareti Satmak ve Almak.

Aslında bu iki kuram birbirine göbek-ten bağlı. Yani arz ve talip eğresi gibi. İki uzantı arasındaki farkı bilmeyen bir kişi, ticaret yapamaz. Viyana’da bir çok kişi yaptıkları işlerde farkın-da olmadan zarar ediyor. Kazandığı ve kasasında olan paranın tamamı-nın kendisine ait olduğunu sanıyor-lar. Ama elbette durum böyle değil.

Faturanızdaki KDV oranı Ma-liye’ye aittir. Faturadaki kazanç vergisi de o ülkedeki herkese aittir. Bu kazanç vergilerinin sonunda ülke ayakta kalabiliyor. Kesinlik-le muhasebenizi kendiniz takip edin. Her zaman için muhase-beciler hata yapabilirler. Yani insanın olduğu her yerde hata vardır. Ancak konuya iki farklı göz bakarsa, olayın başka bir boyutunu meydana çıkarabilir-siniz” dedi.

“Ticarete başlayacak ar-kadaşlara ikinci tavsiyem ise, bilmediğiniz konuyu kesinlikle araştırın. Ve bilmediğiniz işe kesinlikle girmeyin... ” şeklinde konuştu.

SALİH YÜKSEL

ALİ CAN GÜZEL:“GÖÇMEN ORGANİZAYONLARI

ÇOK BAŞARILI”

ALİ CAN GÜZEL

n Viyana’da yaklaşık 20 yıldır çeşitli organizasyonlar yapan Ali Can Gü-zel, Türklerin ve yabancıların konser ve gösteri organizasyonları üzerine ilk diplomalı uzman. 20 yılın vermiş olduğu deneyimlerin ürünü olarak Viyana ve çevresinde önemli festivallere, konserlere, kültürel ve sanatsal çalışmalara imza atıyor. Güzel, “Avusturya genelinde birçok organizasyon gerçekleştirdim. Gerçekleştirdiğim bu projeleri sanatseverlere sunarak bü-yük haz duydum ve ilgi gördüm. Ancak bu yeterli değil. Yani yapılması ge-reken daha çok şey var. Önyargıları ortadan kaldıracak her toplum, kendi kültürünü ortaya koymalı ve projelere birlikte sahip çıkıp desteklemeliyiz, bu destek illa maddi olarak gözümüzün önüne gelmemeli. O etkinliğe, hem sahne üstünde sanatçı olarak, hem sahne önünde izleyici olarak veya perde arkasında yönetici olarak da katkıda bulunabiliriz. Kısaca altını çiz-mek gerekirse bir düşünürün dediği gibi ‚Ne gülüyorsun, anlattığım trajik bu hikaye senin hikayen‘ yani mutlaka kendimizi anlatırken karşımızdaki-lere de bunun ifade edebilecek projeler olmalı…

Page 38: Biz Magazin - Wien

38

BİZ MAGAZIN - WIEN

HABER

TİCARETTE CESUR OLUNGÖKHAN ALTUNAY

n Ticaret yapmak için Viyana ve genelinde büyük imkanlar olduğunu söyleyen Altunay, “Ben yıllarca İs-tanbul’da kendi mesleğim üzerine iş yaptım. Ticarete girerken başarılı ola-cağımı biliyordum. Şuanda Viyana’da kuaför salonları işletiyorum. İşyerimde hem kadın hem erkek saçı kesiyoruz. Türkiye’de bu iş üzerine gelişmiş insan çok. Avusturya’da da bu işin tutacağını bildiğimden gençken öğrendiğim işi devam ettiyorum. Şuanda mesleğimde ileri düzeydeyim. Saç kesimi için birçok insan bana geliyor. Bunlardan bazı-ları da her ay saç kestiriyorlar... Yani işimde başarılıyım. Bu veriler de bunu gösteriyor. Bunun için genç arkadaş-ların ticarete atılmalarını istiyorum” şeklinde konuştu.

Mesleklerin insanların karakterleri-ni oluşturduğunu söyleyen Gökhan Al-tunay, “İş ve zanaat arasında büyük bir ayrım var. İş başka, zanaat yani sanat başkadır. Ben işimi severek yapıyorum.

Her meslekte olduğu gibi, bu meslekte de önemli olan yenilikleri ve gelişme-leri takip etmektir. Bizim işimiz sadece saç kesimi olarak değerlendirilmeme-lidir. Biz, tasarımlarımızla insanların hayatlarına dokunuyoruz. Gündelik hayatlarında onları rahat ve mutlu hissettirecek saç tasarımlarını dünya genelinde takip edip, müşterilerimize daha geniş bir yelpaze sunuyoruz. Başarımızın temelinde de bu yatıyor. Tabiki bu durum, işinizi ne kadar sevdiğinizle de ilgili. Severek yaptığınız iş için attığınız her adım, sizi daha da ileriye taşıyacaktır.

Bu mesleğin güzel yanlarından biri de insanların düğün gibi özel günlerin-de, en önemli aksesuarları olan saçla-rını size emanet etmeleri. Dolayısıyla, müşterilerinizin size güvenmeleri çok önemli. Yıllara dayanan tecrübemizle nişan, düğün gibi özel günlerde tasa-rımlarımızla fark yaratıyoruz. Müşteri-lerimiz de gönül rahatlığıyla bize gelip,

saçlarını yaptırıyor. Saç tasarımının yanında verdiğimiz güzellik ve bakım hizmetleri ile de farklı ihtiyaçlara cevap veriyoruz” dedi.

CESUR OLUNAltunay sözlerini şöyle sürdürdü:“Türkiye’den gelen arkadaşlara

ticarette cesur olmalarını tavsiye ediyorum. Viyana’da birçok imkan var. Türkiye’den aldığınız ustalık belgeleri, eğitim belgelerini bir şekilde burada tanıtmak mümkün. Yani elinizde Tür-kiye’de aldığınız bir belge varsa, onun muhakkak buradaki karşılığını öğre-nin. Birçok arkadaş, mesleğini Avus-turya’da yapamayacağını sanıyor. Ve kendi aralarında konuşuyorlar. Bence bu konuda insanlar kendi kendilerine aralarında konuşacaklarına resmi ma-kamlara dilekçe yoluyla başvursunlar. Bir çok diploma Avusturya’da geçiyor. Geçmeyen meslekler var. Bunlar içinde çeşitli sınavlar oluyor.”

Page 39: Biz Magazin - Wien

39

BİZ MAGAZIN - WIEN

Page 40: Biz Magazin - Wien