2
501 XVII. yüzyýldaki durumunu ortaya koymak- tadýr. Valyeva Osmanlýlar’la Avusturya, Lehis- tan, Rusya ve Venedik’in oluþturduðu Kut- sal Ýttifak arasýnda 1683-1699 yýllarýnda cereyan eden savaþta iþgale uðradý ve 1699 Karlofça Antlaþmasý’yla Habsburglar’ýn elin- de kaldý. Bu durum kasabanýn gerilemesi- ne yol açtý, müslüman ahali ve Ýslâmî bi- nalar ortadan kalktý. 1739’da Belgrad Ant- laþmasý’ndan sonra Osmanlýlar Valyeva ve civarýný tekrar ele geçirdi. 1154 (1741) yý- lýna ait yeni tahrir “Valyeva palankasý”nda sadece seksen müslüman nefer (yetiþkin erkek) ve burayý koruyan otuz altý muha- fýzdan ibaret bir askerî birliðin bulundu- ðunu belirtir. Bu 116 kiþilik müslüman er- kek nüfus yanýnda on iki nefer hýristiyan erkek de sayýlmýþtýr (TK, TD, nr. 18, s. 261- 262). Bu durum Valyeva’nýn gerilediðini, 500 kiþiye düþen nüfusuyla yeniden bir köy haline dönüþtüðünü gösterir. Ekonomisi de büyük ölçüde deðiþmiþ ve ticarî mer- kez iþlevini tamamen yitirmiþtir. Ancak Valyeva sonraki altmýþ yýl içerisinde yeni- den toparlandý. 1800’de Türkler’in ve Sýrp- lar’ýn yaþadýðý 400 eve, 2100-2300 civarýn- da bir nüfusa sahipti. Yirmi sekiz yýl son- ra Maximilian Thielen 4500 kiþilik bir nü- fusla birlikte 1000 evin bulunduðunu kay- deder; Valyeva’nýn çeþitli camileri, Orto- doks kiliseleri, iki hamamý ve faal dükkân- larýyla çok büyük bir pazar durumunda ol- duðunu söyler. Valyeva, tarih boyunca nü- fustaki iniþ çýkýþlardan ve deðiþimden ötü- rü seyyahlar tarafýndan þehir, kasaba, va- roþ veya köy diye zikredilir. Osmanlý-Rus-Avusturya savaþlarý sýra- sýnda (1787-1791) Valyeva’nýn Sýrp sakin- leri Obor-Knez Aleksa Nenadovi— kuman- dasýndaki Sýrp baðýmsýzlýðý mücadelesin- de, yine 1804 yýlýnda cereyan eden ilk Sýrp baðýmsýzlýk ayaklanmasýnda yer aldý. 1815’- te Sýrbistan’ýn kýsmî baðýmsýzlýk kazanma- sýnýn ardýndan Valyeva, Osmanlý hâkimiye- tinin sona ermesine raðmen hýzlý bir de- ðiþim ve büyüme gösterdi. Türk nüfusu þehri terkederken Sýrp nüfusu bunlarýn yerini aldý. XIX. yüzyýl boyunca þehirdeki ticaretin ve zanaatkârlarýn geliþmesiyle nü- fus oraný Sýrplar’ýn lehinde arttý. I. Dünya Savaþý esnasýnda þehir hemen hemen ta- mamen yerle bir edildi. Alman iþgaline uð- radýðý II. Dünya Savaþý’nýn arkasýndan ye- ni Yugoslavya’nýn silâh sanayi merkezi ha- line geldi. 1968’de demiryoluyla Belgrat’- tan Adriyatik kýyýsýndaki Bar’a baðlandý. Ayrýca Vojvodina, Ma®va, Bosna-Hersek ve Adriyatik kýyýsýný baðlayan kara yolunun merkezinde yer almaktadýr. 1999’da Ko- sova’daki savaþ esnasýnda Valyeva’nýn si- lâh endüstrisi aðýr NATO bombardýmanýy- la imha edildi, ancak þehrin kendisi çok fazla hasar görmedi. Günümüz Valyeva’- sýnda geç dönem Osmanlý tarzýnda yapýl- mýþ birkaç eski ev hâlâ ayaktadýr. En eski- si XVIII. yüzyýlýn sonundan kalma Müsel- lim Konaðý ile 1813’ten kalma Nenadoviæ ailesinin kulesidir. Kolubara nehrinin gü- neyindeki Eskiçarþý caddesi de Osmanlý tarzýyla inþa edilen eski konaklarla süslü- dür. Þehrin 2002’de nüfusu 61.035, köy- leriyle beraber 96.761 idi. Þehirde 58.689 Sýrp (% 96,15), 527 Roma (% 0,86), 207 Karadaðlý (% 0,33), on dokuz müslüman (% 0,03), altý Boþnak (% 0,00) ve diðerleri mevcuttur. BÝBLÝYOGRAFYA : Evliya Çelebi, Seyahatnâme (Daðlý), V, 221; M. F. Thielen, Die europäische Türkei, ein Handwör- terbuch für Zeitungsleser, Wien 1828, s. 295; Hazim Šabanovi—, Evlija ‡elebija Putopis, Saraje- vo 1957, s. 110-111; V. Vinaver, “Tursko stanov- ništvo u Srbiji za vreme Prvog Srpskog Ustan- ka”, Istori®eski Glasnik, sy. 2, Beograd 1955, s. 43; V. Stojan®evi—, “Tursko stanovništvo u Srbiji pred Prvi srpski ustanak”, Zbornik Matice srpske za dru•tvene nauke, XIII-XIV, Novi Sad 1956; M. Vas, “Valjevo”, Enciklopedija Jugoslavije, Zag- reb 1971, VIII, 453. ÿMachýel Kýel VÁMBÉRY, Arminius (1832-1913) Macar Türkologu. ˜ Adý Armin, Hermann ve soyadý Wam- berger, Weinberger þekillerinde de yazý- lýr. Almanya’nýn Bamberg þehrinden Ma- caristan’a göç etmiþ dar gelirli bir yahudi ðiþime uðradý ve tarým giderek yerini kü- çük el sanatlarýna býraktý. Defterlerde yer alan isim listelerindeki kayýtlar burada ter- zi, debbâð, haddâd, hallâç, helvacý, çizme- ci, ayakkabýcý, semerci, berber gibi mes- leklerin aðýrlýk kazandýðýný gösterir. Valye- va’nýn bu deðiþimi üzerine bilgi veren en son tahrir defteri 993 (1585) tarihlidir. Ar- týk burasý on mahallesi, beþ camisi, beþ mescidi ve yirmi dört su deðirmeni olan orta büyüklükte bir þehir hüviyeti kazan- mýþtýr. Çoðu XIX. yüzyýlda ortadan kaldý- rýlan cami ve mescidler þunlardýr: Meh- med Paþa Eskicamii, Hacý Hüseyin Camii, Mehmed Bey Camii, Câmi-i Atîk (2), Meh- med Bey Camii (2), Veli Kethüdâ Camii (Gradçe), Praçalý Mescidi, Boþnak Mahal- lesi Mescidi, Aþaðý Gradçe Mescidi, Novo- sel Mescidi ve Büyük Boþnak Mahallesi Mescidi. 1660 yazýnda Varad’dan (Grosswarde- in / Nagyvarad) Saraybosna ve Dalmaçya’- ya giden Evliya Çelebi Valyeva’yý da gör- müþ, burayý bahçeler ve meyvelikler ara- sýnda yer alan, Kolubara nehri kýyýsýnda güzel bir yer olarak zikretmiþtir. Semen- dire sancak beyinin hassýna dahildir ve bir voyvoda tarafýndan yönetilmektedir; ay- rýca bir kaza merkezidir, kadýsýnýn günlük geliri 150 akçedir. Altý mahallesiyle tek ya da çift katlý, kiremit veya tahta (þandýra) çatýlara sahip, güzel inþa edilmiþ 870 evi mevcuttur. Evler bahçeler veya meyvelik- ler içindedir. Kasabada on bir cami ve mes- cid vardýr, çarþý içerisinde olaný en büyüðü- dür. Bunlarýn yanýnda iki tekke, üç mek- tep, iki han, bir hamam, 100 civarýnda dük- kân, pek çok kahvehanesi bulunmaktadýr. Evliya Çelebi’nin verdiði bu bilgiler ve ra- kamlar doðru olup kasabanýn geliþiminin VÁMBÉRY, Arminius Valyeva (Valjevo) þehir merkezinden bir görünüþ (Valjevo Belediyesi Arþivi)

VÁMBÉRY, Arminius

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: VÁMBÉRY, Arminius

501

XVII. yüzyýldaki durumunu ortaya koymak-tadýr.

Valyeva Osmanlýlar’la Avusturya, Lehis-tan, Rusya ve Venedik’in oluþturduðu Kut-sal Ýttifak arasýnda 1683-1699 yýllarýndacereyan eden savaþta iþgale uðradý ve 1699Karlofça Antlaþmasý’yla Habsburglar’ýn elin-de kaldý. Bu durum kasabanýn gerilemesi-ne yol açtý, müslüman ahali ve Ýslâmî bi-nalar ortadan kalktý. 1739’da Belgrad Ant-laþmasý’ndan sonra Osmanlýlar Valyeva vecivarýný tekrar ele geçirdi. 1154 (1741) yý-lýna ait yeni tahrir “Valyeva palankasý”ndasadece seksen müslüman nefer (yetiþkinerkek) ve burayý koruyan otuz altý muha-fýzdan ibaret bir askerî birliðin bulundu-ðunu belirtir. Bu 116 kiþilik müslüman er-kek nüfus yanýnda on iki nefer hýristiyanerkek de sayýlmýþtýr (TK, TD, nr. 18, s. 261-262). Bu durum Valyeva’nýn gerilediðini,500 kiþiye düþen nüfusuyla yeniden bir köyhaline dönüþtüðünü gösterir. Ekonomiside büyük ölçüde deðiþmiþ ve ticarî mer-kez iþlevini tamamen yitirmiþtir. AncakValyeva sonraki altmýþ yýl içerisinde yeni-den toparlandý. 1800’de Türkler’in ve Sýrp-lar’ýn yaþadýðý 400 eve, 2100-2300 civarýn-da bir nüfusa sahipti. Yirmi sekiz yýl son-ra Maximilian Thielen 4500 kiþilik bir nü-fusla birlikte 1000 evin bulunduðunu kay-deder; Valyeva’nýn çeþitli camileri, Orto-doks kiliseleri, iki hamamý ve faal dükkân-larýyla çok büyük bir pazar durumunda ol-duðunu söyler. Valyeva, tarih boyunca nü-fustaki iniþ çýkýþlardan ve deðiþimden ötü-rü seyyahlar tarafýndan þehir, kasaba, va-roþ veya köy diye zikredilir.

Osmanlý-Rus-Avusturya savaþlarý sýra-sýnda (1787-1791) Valyeva’nýn Sýrp sakin-leri Obor-Knez Aleksa Nenadovi— kuman-

dasýndaki Sýrp baðýmsýzlýðý mücadelesin-de, yine 1804 yýlýnda cereyan eden ilk Sýrpbaðýmsýzlýk ayaklanmasýnda yer aldý. 1815’-te Sýrbistan’ýn kýsmî baðýmsýzlýk kazanma-sýnýn ardýndan Valyeva, Osmanlý hâkimiye-tinin sona ermesine raðmen hýzlý bir de-ðiþim ve büyüme gösterdi. Türk nüfusuþehri terkederken Sýrp nüfusu bunlarýnyerini aldý. XIX. yüzyýl boyunca þehirdekiticaretin ve zanaatkârlarýn geliþmesiyle nü-fus oraný Sýrplar’ýn lehinde arttý. I. DünyaSavaþý esnasýnda þehir hemen hemen ta-mamen yerle bir edildi. Alman iþgaline uð-radýðý II. Dünya Savaþý’nýn arkasýndan ye-ni Yugoslavya’nýn silâh sanayi merkezi ha-line geldi. 1968’de demiryoluyla Belgrat’-tan Adriyatik kýyýsýndaki Bar’a baðlandý.Ayrýca Vojvodina, Ma®va, Bosna-Hersek veAdriyatik kýyýsýný baðlayan kara yolununmerkezinde yer almaktadýr. 1999’da Ko-sova’daki savaþ esnasýnda Valyeva’nýn si-lâh endüstrisi aðýr NATO bombardýmanýy-la imha edildi, ancak þehrin kendisi çokfazla hasar görmedi. Günümüz Valyeva’-sýnda geç dönem Osmanlý tarzýnda yapýl-mýþ birkaç eski ev hâlâ ayaktadýr. En eski-si XVIII. yüzyýlýn sonundan kalma Müsel-lim Konaðý ile 1813’ten kalma Nenadoviæailesinin kulesidir. Kolubara nehrinin gü-neyindeki Eskiçarþý caddesi de Osmanlýtarzýyla inþa edilen eski konaklarla süslü-dür. Þehrin 2002’de nüfusu 61.035, köy-leriyle beraber 96.761 idi. Þehirde 58.689Sýrp (% 96,15), 527 Roma (% 0,86), 207Karadaðlý (% 0,33), on dokuz müslüman(% 0,03), altý Boþnak (% 0,00) ve diðerlerimevcuttur.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Evliya Çelebi, Seyahatnâme (Daðlý), V, 221; M.F. Thielen, Die europäische Türkei, ein Handwör-terbuch für Zeitungsleser, Wien 1828, s. 295;Hazim Šabanovi—, Evlija ‡elebija Putopis, Saraje-vo 1957, s. 110-111; V. Vinaver, “Tursko stanov-ništvo u Srbiji za vreme Prvog Srpskog Ustan-ka”, Istori®eski Glasnik, sy. 2, Beograd 1955, s.43; V. Stojan®evi—, “Tursko stanovništvo u Srbijipred Prvi srpski ustanak”, Zbornik Matice srpskeza dru•tvene nauke, XIII-XIV, Novi Sad 1956; M.Vas, “Valjevo”, Enciklopedija Jugoslavije, Zag-reb 1971, VIII, 453.

ÿMachýel Kýel

– —VÁMBÉRY, Arminius

(1832-1913)

Macar Türkologu.˜ ™

Adý Armin, Hermann ve soyadý Wam-berger, Weinberger þekillerinde de yazý-lýr. Almanya’nýn Bamberg þehrinden Ma-caristan’a göç etmiþ dar gelirli bir yahudi

ðiþime uðradý ve tarým giderek yerini kü-çük el sanatlarýna býraktý. Defterlerde yeralan isim listelerindeki kayýtlar burada ter-zi, debbâð, haddâd, hallâç, helvacý, çizme-ci, ayakkabýcý, semerci, berber gibi mes-leklerin aðýrlýk kazandýðýný gösterir. Valye-va’nýn bu deðiþimi üzerine bilgi veren enson tahrir defteri 993 (1585) tarihlidir. Ar-týk burasý on mahallesi, beþ camisi, beþmescidi ve yirmi dört su deðirmeni olanorta büyüklükte bir þehir hüviyeti kazan-mýþtýr. Çoðu XIX. yüzyýlda ortadan kaldý-rýlan cami ve mescidler þunlardýr: Meh-med Paþa Eskicamii, Hacý Hüseyin Camii,Mehmed Bey Camii, Câmi-i Atîk (2), Meh-med Bey Camii (2), Veli Kethüdâ Camii(Gradçe), Praçalý Mescidi, Boþnak Mahal-lesi Mescidi, Aþaðý Gradçe Mescidi, Novo-sel Mescidi ve Büyük Boþnak MahallesiMescidi.

1660 yazýnda Varad’dan (Grosswarde-in / Nagyvarad) Saraybosna ve Dalmaçya’-ya giden Evliya Çelebi Valyeva’yý da gör-müþ, burayý bahçeler ve meyvelikler ara-sýnda yer alan, Kolubara nehri kýyýsýndagüzel bir yer olarak zikretmiþtir. Semen-dire sancak beyinin hassýna dahildir ve birvoyvoda tarafýndan yönetilmektedir; ay-rýca bir kaza merkezidir, kadýsýnýn günlükgeliri 150 akçedir. Altý mahallesiyle tek yada çift katlý, kiremit veya tahta (þandýra)çatýlara sahip, güzel inþa edilmiþ 870 evimevcuttur. Evler bahçeler veya meyvelik-ler içindedir. Kasabada on bir cami ve mes-cid vardýr, çarþý içerisinde olaný en büyüðü-dür. Bunlarýn yanýnda iki tekke, üç mek-tep, iki han, bir hamam, 100 civarýnda dük-kân, pek çok kahvehanesi bulunmaktadýr.Evliya Çelebi’nin verdiði bu bilgiler ve ra-kamlar doðru olup kasabanýn geliþiminin

VÁMBÉRY, Arminius

Valyeva

(Valjevo) þehir

merkezinden

bir görünüþ(ValjevoBelediyesiArþivi)

Page 2: VÁMBÉRY, Arminius

502

VÁMBÉRY, Arminius

rilen Vámbéry 1870’te yeni kurulan dün-yanýn ilk Türkoloji kürsüsüne profesör ta-yin edildi ve burada otuz beþ yýl çalýþtýk-tan sonra 1905’te emekliye ayrýldý. Tanýn-mýþ öðrencileri arasýnda Julius Germanus,Ignaz Goldziher, Ignácz Kúnos, BernatMunkacsi anýlabilir. 15 Eylül 1913 tarihin-de ölen Vámbéry uzun süren meslek ha-yatýnda otuz sekiz kitap yazmýþ ve Türko-loji’nin en popüler temsilcisi sayýlmýþtýr;özellikle Ýngiltere’de birçok makalesi ya-yýmlanmýþtýr. Eserlerinin çoðunlukla Al-manca, bazan da altý dilde birden neþre-dildiði görülmektedir. Önemli bir kýsmýTürkler ve Türkçe’nin lehçeleri üzerine ka-leme alýnmýþ olan çalýþmalarý V. V. Bart-hold gibi ilim adamlarý tarafýndan küçüm-senmiþse de O. A. Soukhareva gibi bazý-larýnýn takdirini kazanmýþtýr. T. Zarcone,“Onun derviþ kýlýðýnda yaþadýðý dolaysýz Ýs-lâm deneyimiyle yaptýðý iþe bugün hiç þüp-hesiz katýlýmcý antropoloji adý verilirdi” de-mektedir. Türkler’i çok seven Vámbéry’-nin bu sevgisi, Türkiye’de paþa konakla-rýnda yýllarca misafir kalmasý ve özellikleII. Abdülhamid’e danýþmanlýk yaparak bü-yük bir servet kazanmasýyla da iliþkilidir.Nitekim Tunalý Hilmi’ye Türkler’in sayesin-de ilim, þöhret ve servet sahibi olduðunusöylediði bilinmektedir.

Eserleri: Deutsch-Türkisches Wörter-buch (Ýstanbul 1858); Abuska: Csaga-tajtörök szogyüjtemény (1862); Travelsin Central Asia (London 1864); MeineWanderungen und Abenteuer in Per-sien (Pest 1867); Cagataische Sprachstu-dien (Leipzig 1867); Uigurische Sprachmonumente und das Kutadku Bilik(1870); Geschichte Bucharas oder Tran-soxaniens (I-II, Stuttgart 1872); Historyof Bokkara (London 1873; Ar. trc. AhmedMahmûd es-Sâdâtî, Kahire 1965, Yahyâ el-Haþþâb’ýn önsözüyle); Central-Asia andAnglo-Russian Frontier Question (Lon-don 1874); Der Islam im 19. Jahrhun-dert (Leipzig 1875); Etymologisches Wör-

terbuch der turko-tatarischen Sprachen(Leipzig 1878); Die primitive Cultur desturko-tatarischen Volkes (Leipzig 1879);Der Ursprung der Magyaren (Leipzig1882); A. Vámbéry, His Life and Adven-tures by Himself (I-II, London 1883); TheComing Struggle for India (London1885); Die Scheibaniade Sprachstudi-en, Ein özbekisches Heldengedicht(Muhammed Sâlih’in Þeybânînâme’sininneþridir, Wien 1885); Das Türkenvolk inseinen ethnologischen und ethnograp-hischen Beziehungen (Leipzig 1885,1970); Der Zukunftkampf um Indien(1886); Hungary in Ancient (London1890); Alt-osmanische Sprachstudien(Leiden 1901); Westlicher Kultureinflussim Osten (Berlin 1906). Vámbéry, Ali ÞîrNevâî’nin Muhâkemetü’l-lugateyn’ini Ma-carca’ya (Nyelvtudmány Közlemények, I,Pesten 1862, s. 112-130), Seydî Ali Reis’inMir’âtü’l-memâlik’ini Ýngilizce’ye (Lon-don 1899) tercüme etmiþtir.

BÝBLÝYOGRAFYA :A. Vámbéry, Arminius Vámbéry: His Life and

Adventures, London 1883, I-II; “Vámbéry A.”,Der Grosse Brockhaus, Leipzig 1934, XIX, 387;L. Alder – R. Dalby, The Dervish of Windsor Cast-le: The Life of Arminus Vámbéry, London 1979;K. Hegyi, “Vámbéry Ármin (Eigentlich HermannWeinberger)”, Biographisches Lexikon zur Gesc-hichte Südosteuropas (ed. M. Bernath – K. Neh-ring), München 1981, IV, 384-385; Mim KemalÖke, Ýngiliz Casusu Prof. Arminius Vambery’-nin Gizli Raporlarýnda II. Abdülhamid ve Dö-nemi, Ýstanbul 1983; a.mlf., Vámbéry: Belgeler-le Bir Devletlerarasý Casusun Yaþam Öyküsü,Ýstanbul 1985; N. Ahmet Özalp, Arminius Vam-bery: Bir Sahte Derviþin Orta Asya Gezisi, Ýs-tanbul 1993; Hasan Eren, Türklük Bilimi Sözlü-ðü I: Yabancý Türkologlar, Ankara 1998, s. 326-328; Th. Zarcone, Yasak Kent Buhara: 1830-1888 (trc. Ali Berktay), Ýstanbul 2001, s. 45-74;R. Tschudi, “Hermann Vámbéry”, Isl., V (1914),s. 107-108; Þerif Baþtav, “Türk Kültürüne Hiz-met Eden Macarlar, Armin Vámbéry”, TK, sy. 26(1964), s. 118-122; Muslihiddin Karakurd, “Türk-ler’in Dostlarý: Armin Vámbéry”, a.e., sy. 88(1970), s. 276-279; Ephraim Fischoff, “Vambery,Arminius (1832-1913)”, EJd., XVI, 65-66.

ÿTurgut Akpýnar

ailesinin çocuðu olarak Budapeþte’nin ku-zeybatýsýndaki Dunaszerdahely’de doðdu.Malî sebeplerle tahsiline devam edemedive çeþitli iþlerde çalýþýrken kendini yetiþ-tirdi. Güçlü hâfýzasý ve dil öðrenmedeki üs-tün yeteneði sayesinde daha yirmi yaþýnagelmeden on altý dil konuþup on ikisindeyazabildiði hâtýralarýndan öðrenilmekte-dir. Yirmi yaþýnda Türkçe’yi öðrenen Vám-béry, özellikle Macarca’nýn menþeinin Fin-Ogur dilleri mi yoksa -kendi inandýðý gibi-Tatarca mý (Türkçe) olduðu konusu üze-rinde durdu. Daha sonra Jósef Budenzgibi bilginlerce Macarca’nýn Fin-Ogur dil-lerinden geldiði tesbit edilmiþ, ancak Vám-béry, tezini býrakmak zorunda kalmasýnaraðmen Macarlar’ýn menþeini Türkler’inteþkil ettiðine dair görüþü sebebiyle “pan-türkizmin babasý” olarak tanýnmýþtýr.

Vámbéry, bir ara Viyana’da görüþtüðüJ. F. von Hammer-Purgstall’ýn tavsiyesiy-le 1857’de Ýstanbul’a gitti ve Macar asýllýÝsmâil Paþa’nýn (Kmetty) aracýlýðýyla Hü-seyin Dâim Paþa’nýn köþküne yerleþerekçocuklarýna Fransýzca öðretmeye baþla-dý. Paþanýn kendisine verdiði Reþid Efen-di adýný kullandý. 1858’de Ýstanbul’da ilkdefa küçük bir Almanca-Türkçe sözlük ya-yýmladý. 1859’dan itibaren bir yandan Ha-riciye nâzýrlarýndan Sâdýk Rifat Paþa’nýnçocuklarýna ders verirken bir yandan daNuruosmaniye Medresesi’ne devam ede-rek Ýslâm inancýný öðrendi, Arapça ve Fars-ça’sýný ilerletti. Bir süre Hariciye Nezâre-ti’nde tercümanlýk yaptý. Ýstanbul’da kal-dýðý dört yýl içerisinde Orta Asya Türkle-ri’nin dilleri üzerindeki araþtýrmalarýný sür-dürdü ve Abuþka Lugatý’nýn çevirisini ta-mamlayýp Macar Ýlimler Akademisi’ne gön-derdi. 1861’de akademinin muhabir üye-liðine seçildi. 1863 Martýnda Macar Ýlim-ler Akademisi’nin saðladýðý 1000 florinlikyardýmla Orta Asya gezisine çýktý. Ýngilizhükümeti için Ruslar’ýn aleyhine casuslukfaaliyetinde bulunduðu bu gezide önceTahran’a uðradý; orada hacdan gelen birTürk kafilesine katýlýp Hîve, Buhara, Se-merkant ve Herat’ý ziyaret etti. Geniþ dilve din bilgisiyle çok inandýrýcý olduðu der-viþ kýlýðýnda yaptýðý seyahatini baþarýyla ta-mamlayýp ayný yýlýn kasýmýnda geri döndü.Tahran’dan geçerken Ýran þahý tarafýn-dan iyi karþýlandý ve bir niþanla ödüllen-dirildi. Oradan Londra’ya gitti ve Royal Ge-ographical Society’de seyahatini anlata-rak büyük ilgi topladý ve Ýngiliz basýnýndayer alan yazýlarýyla gündemde kalmaya de-vam etti.

1865’ten itibaren Budapeþte Üniversi-tesi’nde konferansçý sýfatýyla görevlendi-

Arminius

Vámbéry

Arminius

Vámbéry

derviþ

kýyafetiyle